On yıllardır süren Kıbrıs Sorunu’nu sona erdirmek ve gelecekte yeni çatışmaların oluşmasını engellemek için,toprak ve mülkiyet konusunda gerçekçi ve uygulanabilir bir yol haritasının mevcut olması şarttır
.Londra merkezli insan hakları grubu Embargoed ! tarafından hazırlanan detaylı mülkiyet çalışması buna işaret ediyor. Yeni yayınlanan kapsamlırapor, Birleşmiş Milletler’in CransMontana’daki Kıbrıs Görüşmeleri’ndekisiyasi çıkmaza son vermeye yönelik çabalarının başarısızlığa uğraması ardından ve 15 Temmuz 1974’teki Yunandarbesi ve Türkiye müdahalesindensonrasında Mağusa’daki Maraş bölgesinin “hayalet kent” haline gelmesinin43.Yıldönümünde geliyor.Embargoed! aynı zamanda, her iki tarafın da AİHM’nin Demopoulos kararınauygun olarak yerel çözümleri güçlendirmesini ve dolayısıyla, bazıları mülkiyetinden 50 yıldan fazla süreyle yoksunbırakılmış olan mültecilerin yasal haklarının en kısa zamanda ele alınmasınıöneriyor.
Rapor, Kuzey Kıbrıs’taki Britanyalıların ve Britanya’daki Kıbrıslı Türk mülksahiplerinin görüşlerinin Kıbrıs Görüşmelerinde dikkate alınmaması şikayetlerinin üzerine hazırlandı. Bu iki toplumdan pek az kişinin oy kullanma hakkıolmasına rağmen, mülkiyet, bölgeseldüzenlemeler ve vatandaşlık kriterlerine ilişkin kararlar bu fertlerin üzerindebüyük ve kalıcı bir etkisi olacaktır. Embargoed!, Britan yalı Kıbrıs mülk paydaşlarla birlikte çeşitli etkinlikler düzenledi ve aynı zamanda, siyasi gelişmelerle ilgili bulunan belgeleri inceledive bunları raporlarına yansıttı. “KıbrısMülkiyet yolu ve Siyasi BarikatlardanKurtuluş – Bir Britanya Perspektifi” başlıklı rapor, Kıbrıs’taki arazi mülkiyeti vetopraklarla ilgili gerçeklere ve istatistiklere yer veriyor ve yarım asrı aşkın birsüredir çözülemeyen bir anlaşmazlığınkökenlerini ve altında yatan farklılıklarıkapsıyor.Rapor, aynı zamanda görüşmelerde iki önemli bölge olan Omorfo/ Güzelyurt veVaroşa / Maraş’ı da inceliyor. Kıbrıslı Rumlar, Güzelyurt’ungeri iadesini talep ediyor ve eğer bugerçekleşirse, çoğunluğu Güney’dengelen mülteciler olan 30.000 KıbrıslıTürk tekrar yerlerinden edilmiş olacak.Rapor bu tür zorunlu toplu tahliyelerinve mülke duygusal bağlılığın, AİHM’ninDemopoulos kararına aykırı olduğunuöne sürüyor.
Toprak ayarlamaları için bir diğerönemli bölge olan Varoşa / Maraş’ınyalnızca Kıbrıslı Rumlara ait olduğudüşünülür. Oysa Evkaf’ın, Maraş’ın %90’ının tapu senedine sahip olduğunu iddia ediliyor. Raporda ayrıca,Evkaf’ın, ada topraklarının genelinin %20’sinden fazlasına sahip olduğuöne sürüyor. Evkaf mallarının, ‘geri alınamaz, kalıcı ve devredilemez’ olan tapuları, uluslararası anlaşmalar ve diğerkanıtlara dayanıyor. Rapor, 43 yıldır boşbırakılarak bir “hayalet kasaba”ya dönüştürülen Maraş’ın bu şekilde kimseyefaydası olmayacağını belirtiyor ve beldenin Kıbrıs’ın hem Türk hem de Rumtopluluklarının ihtiyaçlarını karşılamaküzere açılması gerektiğini öneriyor.Raporda, mülkiyetin adada çok sayıda kişiyi etkileyecek en büyük yegânesorun olduğu hakkındaki kaygıların altıçiziliyor: Tahmini 210.000 yerinden edilmiş kişi ve onların mirasçıları ve benzersayıdaki şu andaki sahipler ve onlarınmirasçıları.
Ölçeğin büyüklüğü, mülkleri çözüme kavuşturma girişiminde bulunmak için tek tek görülecek davalarınsonuçlanmasının onlarca yıl süreceğianlamına gelmesinin yanı sıra raporuyazanlar, “silahlı çatışmayı kolayca yeniden ateşleyebilecek topluluklar arasıgerginliklerin ortaya çıkma ihtimalininde yüksek” olduğunu söylüyor.Bu korku aynı zamanda, GüneyKıbrıs’ta çoğunluğu ELAM üyeleri tarafından gerçekleştirilen ve artmaktaolan nefret suçlarıyla da destekleniyor. Raporda, şu anda Kıbrıs RumParlamentosu’nda temsil edilen ırkçıELAM Partisi’nin, KKTC eski Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat da dahilolmak üzereKıbrıslı Türklere yönelikşiddetli saldırılarda bulunduğu da belirtiliyor. Bu durum, iki bölgeliliğin, toplumlar arasında sıkı bir güven ortamıoluşturulana kadar devam etmesininzorunluluğunu ortaya koyuyor.
Embargoed! Başkanı Fahri Zihni,raporun tanıtımında şunları söyledi:“Mülkiyet yönetimi ile ilgili son öneriler, tatmin edici olmaktan uzak. Yeni biranlaşmanın başlangıcında yüz binlerceinsanı birbirine düşürmek bir çılgınlıktır. Önerilerimiz, yeni bir anlaşmanın ilkgününden itibaren kimin neyin sahibiolduğunu gösteren yasal bir kesinlikyaratmayı arzuluyor.”Zihni sözlerine şunları da ekledi:“Maraş’ı boş bırakmak yerine her ikitoplumun da kullanımına açmanın artık zamanı geldi. Kapsamlı bir çözümbulmanın imkânsız olduğunu tekrargördük, fakat Kıbrıs halkına, özelliklede haksız ambargolarla arka plana itilen Kıbrıslı Türklere barış ve refah getirmek için aşamalı bir yaklaşımı hiçbir şeyengelleyemez.
Önerilerimiz, Kıbrıs’tak itüm insanlar için adil, hızlı ve gerçekçi bir çözüm sunmakla birlikte aynı zamanda sağlam yasal dayanaklarla destekleniyor.”