Dinimizin üzerinde durduğu önemli hususlardan biri de hiç şüphesiz Sıla-i rahim olarak kavramlaşan akrabayı gözetmek, onlara iyilikte bulunmaktır. Nitekim Nahl suresinin 90. Ayetinde zikredilen üç emrin biri de akrabanın gözetilmesidir.
Bundan başka birçok ayette konunun altı çizilmekte, iyi bir Müslüman olmanın şartının akrabalara iyilik yapmaktan geçtiği belirtilmiştir. Bu ayetlerden bir kaçı; “İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz (den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır.
İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.” Bakara-177 “Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz, Allah kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez” Nisa-36. Dikkat edildiğinde birinci ayette şeklin önemli olmadığı, önemli olan iman esasları ve insanlara yapılan iyilikler oluğu belirtmekte, ikinci ayette ise Cenabi Allah kendisine ibadet ettikten hemen sonra ana babaya ve akrabaya iyilik etmeyi emretmek suretiyle konunun ehemmiyetine vurgu yapmaktadır. Peygamber efendimizde; huzuruna gelip, cennete girmek için ne yapması gerektiğini soran sahabeye “Allah’a ibadet edip ona şirk koşmamak (Allah’tan başka bir tanrı kabul etmemek), namaz kılıp zekât vermek ve akrabayı koruyup gözetmek gerektiğini (Buhari, Edeb-10) söylemek suretiyle konunun ehemmiyetini açıklamıştır.
Günümüzde gündelik hayatın telaşından dolayı çoğu zaman bu önemli görevin ihmal edildiği görülmektedir. Yakın akrabalar bile uzun zaman birbirlerini ziyaret etmemektedirler. Zorunlu nedenlerden dolayı birinci derecede akrabalarından uzakta yaşayan insanların bazen yılda bir, bazen de iki üç yılda bir ancak akrabalarını ziyaret edebilmektedir. Aslında gelişen teknoloji bizi birbirimize daha yakın kılması gerekirken aksine uzaklaştırmıştır. Önceleri günlerce süren mesafelere günümüzde bir iki saat içinde ulaşılabilmektedir.
Buna rağmen kalpler arasındaki muhabbet ve sevgi azalmış, insan teknolojinin esiri olmuştur. Yapılan akraba ve komşu ziyaretlerinde de hep beraber televizyonlarda diziler izlenmekte ziyaretin asıl amacı göz artı edilmektedir. Üzülerek ifade etmeliyim ki dini bayramlarımızda da bu ziyaretler yeteri kadar yapılmamaktadır. Yılda iki defa gerçekleşen bu bayramlar vesilesiyle bütün akrabaların ziyaret edilme imkânı varken, çoğumuz bu üç dört günü fırsat bilerek tatil beldelerine hücum etmekteyiz. Oysa bayramlardaki amaç sevinçlerin paylaşılması, yalnızlıkların giderilmesi, akraba ve komşuların ziyaret edilerek sevinmelerini sağlamaktır.
Evet, günümüz insani yeniden nefis muhasebesi yaparak Kur’an-ı kerimde belirtildiği üzere başta anne ve babalar olmak üzere, yakın akraba, uzak akraba ve komşularına iyilikte bulunmalı, onların rızalarını kazanmanın yollarını aramalıdır. Unutmamak gerekir ki onları memnun etmeden Rabbimizin de rızasını alamayız. Haftaya buluşmak üzere, hayırlı Cumalar.