Hepinize merhaba,Londra öğrencilik yıllarım ve sene 1998. Londra’nın merkezi Soho bölgesinde ki bir kolejde, önemli bir İngilizce sınavına hazırlanıyorum. Yakın arkadaşlarım İtalya, Japonya, Brezilya, İspanya, Almanya, Fransa gibi farklı ülkelerden. İngilizcem etkilenmesin diye okuldaki Türk öğrenciler ile ders dışında görüşmüyorum.
Bir gün vefat etmiş babasının ruhunu Tanrı olarak kabul eden Japon arkadaşımız bizi hemen yan sokakta, küçük bir tapınağa gitmeye ikna ediyor. O zamanlar semavi dinler ve Yunan mitolojisi dışında bilgim olmadığından bu tapınağın hangi inançla alakası olduğuna dair bir fikrim yok. Tek bildiğim tüm Oxford Street boyunca kafaları kazınmış, ayakları yalınayak, turuncu kumaşlara sarılmış şekilde, ellerindeki zilleri her gün çalan ve Hara Krishna şarkısı söyleyen kadınların, erkeklerin hepsi bu tapınakta toplanmış. Sonradan tabi ki Hara Krishna’nin bir mantra (zikir) olduğunu, Hindu inancına göre şarkı söylemelerinin ve dans etmelerinin Tanrıyı yüceltmek maksatlı olduğunu öğrenecektim. Tapınağın girişinde devasa bağdaş kurmuş bir adam heykeli ve her tarafta değişik figürlü küçük heykeller, resimler ve mumlar vardı.
Önce kendilerine has mantralar ile dualar ve sonra bir çeşit vaaz verildi. En son lezzetli vejetaryen yemek ve ardından tatlı dağıtıldı. Bu lezzetli yemek ve tatlılar bedava olduğu için belli bir süre tapınağa gitmeye devam ettik. Bizim gibi yapan öğrenci çoktu. Sonuçta Londra hele tam merkezde okuyorsanız ciddi pahalı bir şehir. O dönem veya şimdi pek fark etmiyor. Yemek dağıtımı öncesi dua ritüellerine katılma kuralı vardı. Hiçbir şey anlamıyorduk dualardan ama çok eğleniyorduk ve halimizden gayet memnunduk.
Bugün halen Londra, Soho’da faaliyet gösteren Radha Krishna Temple’a uzun süre sonra merak edip tekrar uğradım. Eski anılarım gözümde canlandı ve tebessüm ettim.
“Görünen o ki bizim tapınakta kapitalist sisteme ayak uydurmuş. Ya da Hinduizm’in günümüzde daha popüler olmasının verdiği bir özgüven olsa gerek. Artık o lezzetli yemekler tapınağın havalı restoran kısmında ücretli olarak satılıyor.”
İşte bu anılarımı bana hatırlatan inanç sistemlerini sorgulayan ve düşündüren Hint yapımı etkileyici bir film oldu. Film çok tanrılı Hint toplumuna yönelik yapılmış gibi dursa da her dinde olduğu gibi insanlar tarafından dinlerin nasıl sömürüldüğüne nokta atışı yapmış.
Ana kahramanımız küçük bir dükkan sahibi, gözü açık, ateist “Kanji” isimli Hintli bir adam. Din adamları ile dalga geçen, dinin sömürülmesinden hoşlanmayan ama kendisi de bu rahiplerden pek farklı olmayan bir karakter. Çünkü yaptığı işin temeli din sömürüsüne dayalı. Bir gün kutsal bir törende din adamları ile dalga geçer, hemen ardından bir deprem olur ve sadece Kanji’nin dükkanı yıkılır. Olayı bilenler “ Tanrılar seni cezalandırıyor” derler. Kanji ise umursamaz ve hemen sigorta şirketine başvurur. Fakat sigorta şirketi Tanrı’dan gelen bir afet olan deprem için para ödenmeyeceğini, çünkü sözleşmede böyle bir madde olduğunu söyler.
Bunun üzerine Kanji, “Madem Tanrı yıktı dükkanımı, zararımdan o sorumludur” diyerek Tanrı aleyhine dava açar. Davalı kişiler ise, Tanrının yeryüzündeki temsilcileri olduklarını iddia eden din adamları ve rahiplerdir.
Film boyunca cahillik, yobazlık, insanların aklını kullanmadan tapınma isteği çok net bir şekilde gösterilmiş. Dindar cahilleri kandıran, toplumu yönlendiren sözüm ona din adamlarının çirkinlikleri, zenginlik içinde yaşamaları ve sahtelikleri esprili bir şekilde ortaya konmuş. Filmin sonlarına doğru filmdeki diğer ana karakter “Krishna” ( Tanrı) Yaradan kavramının ve inancının gerçeğini, Tanrının tepede, bulutların üstünde değil özümüzde, her zerrede olduğunu, görevinin sadece doğruyu ve yanlışı göstermek ve sonrasında bunlar arasındaki seçimi aklını kullanarak insanın yapması gerektiğini öyle güzel gösteriyor ki, kalbinizden çıkacak sevgiyi, coşkuyu şimdiden tahmin edebiliyorum.
Sevgiler…
e-mail:
info@ndlondon.com
- Kendiniz Olma Alışkanlığı…
- Hayata Dair…
- Zihin, Duygu ve Beden Bağlantısı…
- 25. Kare Tekniği ve Subliminal Mesaj Nedir?
- Hayata Dair…
- Kadının Bilgeliği…
- Para Koçluğu Nedir?
- Geçmişim, İzin Ver De Gelişeyim…
- Yürek Isıtan Görüntüler Lazım…
- Motive Eden Film Önerilerim…