Tarihini ve edebiyatını “dışarıdan” öğrendiğim bir şehri daha yakından tanımak amacıyla yaptığım gezilerden bazılarını burada paylaşmak istiyorum. Umarım sizler de keyif alınırsınız. İlk bahsedeceğim yer tarihi bir semt olan Spitalfields .Spitalfields, Londra’nın doğusunda Tower Hamlet ilçesine bağlı bir tarihi semttir. Oldukça merkezi bir istasyon olan Liverpol Street Metro İstasyonu’nun hemen yanındadır. Spitalfields önceki zamanlarda şehrin bir kenar mahallesidir. Bölgede sırasıyla Fransız Protestonlar, Yahudiler ve Bangladeşliler yerleşmiştir.
Tam da Liverpol Street İstasyonu’nun önündeyim. Sokaklar hafta sonu sabahı olduğu için nispeten boştu. İlk önce Tarihi Spitalfilds Çarşısı”na gitmeyi düşündüm. Londra’da kaybolmak neredeyse imkansız gibi. Şehrin merkezinde her köşe başındaki panolarda haritalar vardı. Birine baktım. Haritaya göre tarihi Spitalfields Çarsısı’nın yakınlarındaydım. Ama önce bir kafeye gittim. Allah’tan şansıma hava güneşli idi. Londra’da kolay değildir böylesi bir hava bulmak. Keyfini çıkarayım diye dışarıdaki masalardan birine oturdum ve siparişimi verdim. Kahvemi yudumlarken notlarıma bakmaya devam ettim: Spitalfields tarih boyunca göçmenlerin yerleşim yeri olmuş bir bölge. Günümüzde de öyle. Hikayesi yaklaşık üç yüzyıl öncesine gidiyor. Spitalfilds’in kısa yerleşim tarihine bakacak olursak;
1. Huguenotlar ( Fransız Protestanları)
16. ve 17. yüzyıllar Katolik bir ülke olan Fransa’da Katolik ve Protestan çatışmalarının yoğun olarak yaşandığı yıllar. Ancak azınlıkta olduklarından dolayı Protestanlar için çok daha zor ve zahmetliydi bu yıllar. 1681 yılında II Charles’in tahta bulunduğu İngiltere, Huguenot denilen Fransız Protestanlarına kapılarını açar. Yaklaşık 50 bin civarında Huguenot, İngiltere’ye göç eder. Bu göç edenlerin yarıya yakını Londra’ya gelir. Huguenotlar, şehrin merkezine göre nispeten daha ucuz ve mali kontrollerden bağımsız olduğu için Londra’nın doğusundaki Spitalfields bölgesinde iskan ederler. Göç eden Huguenotların çoğu, özellikle, ipek dokumacılığı alanında zanaatkar insanlardır. Kısa bir süre içinde Huguenotlar Spitalfields’in çehresini değiştirirler ve Spitalfields bir “dokumacı kasabası” olarak anılmaya başlanır. Huguenotlar, protestan oldukları için, İngilizler tarafından genel olarak hoşgörü ile karşılanırlar. Ancak tepki gösterenler de yok değildir. Sebep: Londralıların işlerini ellerinden almaları. O dönemin papazı olan Dr. Welton Huguenotları “dünyanın süprüntüsü” diye ifade eder. Huguenotlar başlangıçta kendi kimliklerini muhafaza ederler. Fransızca konuşurlar ve kendi dini cemaatlerine bağlı kalırlar. Fransız Protestanları, geldikten sonra Spitalfields’te dokuz tane Huguenot Kilisesi inşa ederler, Zamanla ipek dokumacılığı düşüşe geçer ve ekonomik durumları eskisine göre daha iyi olan Huguenotlar şehrin dış kesimlerine, banliyölere doğru taşınırlar. Zamanla İngiliz toplumu içinde asimile olurlar. Günümüzde Soho’da Fransız Protestanlarına ait bir kilise vardır.
2. Yahudiler
19. yüzyılın sonlarında bir çok Yahudi Doğu Avrupa’dan ayrılmak zorunda kalmıştır. Aslında Amerika’ya gitmek amacıyla İngiltere’ye giden Yahudiler’in yaklaşık 120 bini orada kalmışlardır. Hem ucuz hem de dokuma sektöründe iş bulabilme ümidiyle Spitalfields’e yerleşmişlerdir. 1900’larda Spitalfields’in Wentworth Caddesi’nin yüzde 95’i Yahudilerden oluşuyordu. Yahudi göçmenler başlangıçta sıkı bağları olan bir topluluktur. İbranice bölgede hakim dil idi. Bir çok küçük sinagog (orchevras) inşa edildi. Bölgede Yahudi cemaatine ait gazeteler ve tiyatrolar, Yahudi inançlarına uygun gıda ürünleri satan yerel dükkanlar vardı. 1901 yılında sadece Wentworth Caddesi’nde 15 tane ‘kosher’(Museviler için helal olan) kasabı vardı. Yahudiler’in Huguenotlar gibi yerli halk tarafından pek de hoşgörü ile karşılandığı söylenemez. 1930’lu yıllar bölgede gerilimin ve tansiyonun yüksek olduğu yıllar olmuştur. Zamanla Yahudiler de İngiliz toplumuna entegre olmuştur. En azından kültürel sembolleri eskiye göre daha az görünür olmuştur. Ekonomik seviyeleri daha iyi seviyeye gelen Yahudiler zamanla şehrin dışındaki Goldern Green ve Hendon gibi yerlere taşınmışlardır.
3. Bangladeşliler
Spitalfields’e 20.yüzyılın ikinci yarısından sonra Bangladeş’ten İngiltere’ye göç edenler yerleşmiştir. İlk başlangıçta dokuma sektöründe calışmışlardır. Ancak daha sonralari dokuma sektörünü neredeyse tamamen ortadan kalkmasıyla bu bölgeye gelen Bangladeşliler daha çok gıda ve hizmet sektöründe çalışmaktadır. 2001 yılında Spitalfields’in nüfusunun yaklaşık yüzde 65’ini Bangladeşliler oluşturmaktadır.
- Michail Gove’un Birinci Dünya Savaşı’na dair açıklamaları üzerine düşünceler
- PISA 2012 ( Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı)
- 2000 yılından sonra gelenler
- PISA 2012 ( Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı)
- Gök kubbede hoş bir sadâ : Osman Balıkçıoğlu
- Misak-ı milli sınırlarını aşan bir yemek tabağı
- Anma Günü ya da Kırmızı Gelincik Günü
- Tıkış tıkış evler
- Başlarken