Gündeminde Irak’taki Kürtlerin bağımsızlık referandumu var. Umarız Türkiye’deki iktidar Irak ve İran’dan aldığı cesaretle bir maceraya girişmez.
Bu arada sosyal medyada “Türkiye’den Barzani’ye tehdit: YSK’yı sayım için göndeririz haaa…” sözüne rastladım. Bu harika bir çözüm. Hemen YSK’yı Irak’a göndersinler oylardaki gerçeklik ortaya çıksın. Krizi çözerse yalnızca OHAL’li YSK çözer.
Ben de “Türkiye’de de bağımsızlık referandumu yapılsın” diyorum be yaw… Referandumda “Türkiye bağımsız mıdır?” ve “Eğer değilse olmasını ister misiniz?” ddiye sorulsun… Katılımcıların ezici çoğunluğu ilk soruya “Hayır”, ikincisine “Evet” derdi. N’olcak altı üstü bir referandum. Biz de Kürtler gibi bağımsız olalım. “İstemek, azmetmek işin yarısı” derler… Kim demiş bilmiyorum ama doğru demiş valla.
Ben zaten bizim evde bağımsızlığımı ilan ettim. Che Quevera’nın beze basılmış posterini de bayrak olarak bahçeye astım. Geçen gün Latin Amerikalı komşulara bayrağı gösterince bana yakınlaşmak şöyle dursun, selamı sabahı da kestiler. Bu zaarlar ertesi gün kendi bahçelerinde ilahi okuyunca, kendilerinin iflah olmaz bir Hristiyan olduklarını ve Che’den niye hoşlanmadıklarını anladım.
Ben kendi şahsi bağımsızlığımı ilan etmek için oylama falan yapmadım. Zaten tek kişilik oylama biraz abes olurdu. Yalnızca boşandık. O zaman bağımsızlık otomatik geliyor valla. Aslında Irak’taki Kürt bölgesi de benim gibi yapsaydı ya… Önce Irak’tan boşansaydı, sonra bağımsızlığını ilan etseydi… Hem zorla güzellik olmaz ya kardeşim. Ne demişler “Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır yada baş”… Bunu da kimin dediğini bilmiyorum ama “paragrafa biraz uydu” diye yazdım.
Aslında Müslüman geleneklere uygun olarak halk, referanduma gitmek yerine meydanda üç kez “şart olsun” diye bağırınca, o ülkeden tak diye ayrılacaksın. Bu yöntemi diğer ülkelerdeki Kürt kardeşlerime öneriyorum. Türkiyeli Kürtler eğer Türkiye’den boşanmak istiyorlarsa bir an önce dini büsbütün AKP iktidarı yıkılmadan, benim geliştirdiğim TUBİTAK standartlarındaki sosyolojik-ideolojik projem “toplu şart olsun” yöntemini hemen uygulasınlar.
Ne yazık ki bu projeyi Müslüman ülkeler dışındaki, ülkelere öneremiyorum. Oysa Brexit sancısı çeken Birleşik Krallık’a çok yakışırdı. Brexit görüşmeleri binbir dert. Bir de hükümetin içinde boşanma görüşmelerini yapanlara pek güven yok gibi. Başbakan Theresa May, “yok ben güveniyorum” açıklaması yaptığına göre kesin bir halt var.
Geçen gün İngiltere ulusal basınında Başbakan May’in ülkenin AB’den ayrılması karşılığında 20 milyar euro ödenmesi için hazırlık yaptığı öne sürüldü. Yuh be yaw! Büyük para. Ben Brexit’e karşıydım kardeşim. Beni muaf tutun bu paradan. Kim Brexit’i desteklediyse tazminatı da onlardan alın. Bizim toplumda Brexitci dernekler de vardı, onlara gidin Allahaşkınıza. Örneğin DAY MER “emperyalizme darbe vurmak amacıyla” orantısız güç kullanarak “Brexit”i savunmuştu. “20 milyar Euro’nun bir kısmını DAY MER’den alın” derim. Sosyal hukuk ve sosyal adalet ilkeleri bunu gerektiriyor zaten.
İskoçlar da benim gibi dertli. İskoçlar, Birleşik Krallık’a hitaben “Biz AB’den çıkmak istemiyorduk ki, siz çıkın biz kalalım. Biz de sizden çıkacağız zaten” diyorlar. Haklılar. Şimdi onlar durduk yere üstelik bu dar zamanda 20 milyar euro tazminata niye katkıda bulunsunlar ki?
Bu arada İngiltere hükümeti, Barzani’ye yönelik “Bağımsızlık referandumunun zamanı değildi” açıklamasını yaptı. Ya Barzani Londra’ya dönüp “Brexit’in zamanı değildi, oturun oturduğunuz yerde” dedi mi Allahaşkınıza? Barzani çok konuşkan bir tip. Belki de demiştir de ben duymadım valla.
Neyse efendim herkes kendi kaderini tayin etsin. Hayat bağımsızken çok daha güzel. Bir de bahçene bayrak astın mı tadından yenmiyor…
- Oxford Street’de Urfa’daki işçileri desteklemenin erdemi
- Namık Kemal’in Londra’daki izi
- İngiltere’de emekli maaşı 50 paket sigara karşılığında
- İki ülkede belediyecilik karşılaştırması (II)
- İki ülkede belediyecilik karşılaştırması (I)
- İngiltere laikliği sağlamlaştırıyor
- Emekli WASPI kadınlarının zaferi…
- İngiltere’nin simgesi Minilerin tasarımcısı: İzmirli Alec
- Kral Charles ve bir yoksul hastalığı olarak kanser…
- Ahhh Kate Osamor bir çuval inciri berbat ettin!