Yaşadığımız ülke İngiltere’de son yıllarda Gıda Bankası (foodbank) kavramı çok fazla duyulmaya başlandı. Yeteri kadar beslenemeyen insanlara dayanıklı gıda maddeleri sağlayan, gönüllü insanların yürüttüğü gıda bankaları, sadece evsiz ve sokakta yaşayan insanların değil, çocuklu ailelerin ve tam zamanlı çalışan insanların da imdadına yetişiyor.
Bir çok kuruluşun ülke için açıkladığı rakamlar ve istatistikler inanılmaz. Dünyanın 5. büyük ekonomisi olan ve yaklaşık 2.94 trilyon dolarlık milli gelire sahip, 66 milyon nüfuslu Birleşik Krallık’ta bu gün için toplam 14,2 milyon insan yoksulluk sınırının altında yaşıyor. 2008 yılında dünyada yaşanan finans krizi, 2010 yılında İngiltere’de iktidara gelen Muhafazakar Parti’nin uyguladığı kemer sıkma politikaları ve ardından faturanın orta, alt gelir gruplarına kesmesi, İngiltere’yi bu hale getirdi.
Birleşmiş Milletler ve Uluslararası kurumların açıkladığı bilgilere göre, ülke nüfusunun yüzde 12’sine karşılık gelen bu yoksulluk, dönemsel ve geçici bir durum değil, sürekli olmaya adaymış. 1990’lı yıllarda Başbakan olan Margaret Thatcher’ın gelir düzeyine bakılmaksızın herkese aynı şekilde uygulanmak istediği “kelle vergisi” gibi bugünün Muhafazakar Partsi de kesinti, tasarruf ve fedakarlıkları, gücüne bakmaksızın herkese yaymak istiyor. Bir rakamdan ibaret olmayan insanlar, kiraların ve gıda ürünlerinin pahalı olduğu ‘gri ve soğuk ülkede’ zorlanıyorlar ve en alttan başlamak suretiyle açlık sınırına doğru ilerliyorlar. İstatislikler ve rakamlar bir yana, yaşadığımız bölgede insanların zor durumda olduğuna yakından tanıklık etmeye başladık. Belediye Meclis Üyesi olduğum Enfield bölgesinde her hafta bölge sakinlerinin dertlerini dinliyorum. Geçen hafta görüşmeye iki çocuklu bir anne geldi ve göz yaşları içinde “Elimdeki parayı kiraya versem yiyecek alamayacağım, yiyecek alsam evden atılacağım, ne yapayım?” diye sordu. Bu anne gibi bir çok insan geçim sıkıntılarına çare arıyor.
Olumsuz etkisi her geçen gün artan kemer sıkma politikaları nedeniyle, sokaklarda geceleyenler, açlık sınırının altında yaşayan aileler ve gıda bankalarına ihtiyaç duyan onbinlerce çaresiz insan, her ilde her bölgede çıplak gözle görülür duruma geldi. Yoksulluk utanılacak bir şey olarak görüldüğü için insanlar bunu genellikle gizlerler, fakat artık çocukları açlık sınırında olan annelerin utanma duygusunu bir yane bırakıp, çocuklarını besleme kaygısıyla içgüdüsel hareket ettiklerini görüyoruz.
ÇOCUK YOKSULLUĞU ARTIYOR
Merkezi Londra’da bulunan Çocuk Yoksulluğu Eylem Grubu verilerine göre, ülkede dört milyonun üzerinde çocuk yoksulluk içerisinde yaşıyor ve 30 kişilik bir sınıfta 9 öğrenci yeterli şekilde beslenemiyor. Yüksek kira ve faturalar nedeniyle geçinmekte zorlanan on binlerce ailenin çocuklarının önüne yemek koymakta zorlanmaya başladığını ‘sağır sultan duydu’ da bizim Muhafazakar Partili Hükümet duymadı. Yine araştırmalardan aldığım bilgilere göre yoksulluk içerisinde yaşayan çocukların yüzde 67’sinin ailesinde en az bir kişi tam zamanlı çalışıyormuş. Ancak ailelerin büyük bölümünün geliri, çocuklarının beslenme ihtiyaçlarını bile karşılamaya yetmiyormuş. Avrupa Birliği’nden çıkış ve NHS’de olduğu gibi bu konuda da yanlış politikalar uygulayan hükümet, faturayı yine en altta en zor durumda olanlara ödetmek istiyor.
Dünyanın dördüncü büyük ekonomisinde insanların çoğunluğu ev alamadıkları gibi, çok sayıda insan başını sokacak ev de bulamıyor. Genel fakirleşmeye parelel olarak önümüzdeki aylarda sokakta yaşayanlara yeni katılımların olması kaçınılmaz. İngiltere’de yaşayan her 200 kişiden birinin evsiz olduğu, ülke ekonomisinin büyüklüğü ve dünyanın finans merkezi Londra’nın zenginliği dikkate alındığında, endişe verici bir durumu ortaya koyuyor.
GIDA BANKALARINA TALEP ARTIYOR
İngiltere’de yoksullara yardım sağlayan The Trussell Trust adlı kuruluşun yayınladığı bilgilere göre, her geçen yıl gıda bankasına baş vuran insan sayısında on binlerle ifade edilen artışlar yaşanmakta ve bu gıda yardımlarının yaklaşık 436 bini sadece açlık sınırında olan çocukların hayatta kalabilmesi için verilmekte. Ülkede gıda bankasına baş vuran insan sayısı bir milyonu aşmış. Geçen yıl ülkenin en büyük hemşirelik okullarından Royal College of Nursing yaptığı açıklamada, çok sayıda hemşirenin gıda bankalarından yararlanmak zorunda kaldığını duyurması şaşkınlık yaratmıştı.
NE YAPMALI, NASIL YAPMALI?
Politikacıları ve hükümeti eleştiriyoruz ve eleştirmeye de devam edeceğiz, fakat bizlere düşen görevler yok mu? Tüm İngiltere genelinde gıda bankası sayısı yaklaşık üç bin rakamına ulaşmış ve her geçen gün yenileri ekleniyor. Kişi olarak bizlerin de yapabileceği mutlaka bir şeyler olmalı. İnternete baktım Enfield’de iki, Haringey bölgesinde bir tane gıda bankası şubesi ilk anda gözüme çarptı. Çevremizde bildiğimiz ya da bilmediğimiz pek çok insan, pek çok çocuk yatağa yarı aç yarı tok gidiyor olabilir. Mutlaka herkesin yapabileceği bir şey vardır?
Bağışlarla ayakta duran ve bir nebze de olsa dertelere çare olan bu gıda bankalarına bağışta bulunmaya ne dersiniz?
- İşçi Partili adayların kazanma şansı yüksek…
- Irkçılık Farklı Şekillerde Ortaya Çıkan Bir Hastalıktır
- Sokağa çıkma yasağını kaldırmanın yol haritası
- İngiltere, Türkiye arasında seyahat yasak değil ama çok zor
- Kripto Para Piyasasında Neler Oluyor?
- Sokağa Çöp Atmak Alışkanlık Haline Geldi
- 6 Mayıs 2021 UK Seçimlerinde Herkes Galip!
- 6 Mayıs 2021 Seçimleri
- İlk Defa Ev Alacaklara Kolaylıklar!
- İngiltere ‘açılımında’ yeni yol haritası