Küsmek kelimesinin sözlükteki anlamı; Darılmak, gücenerek yüz çevirmek, konuşmayı görüşmeyi ve ilişkiyi kesmek olarak tanımlanıyor.
Siyaset ve politika konuşmayı çok seven Türkiye insanında bu günlerde sağcı olsun solcu olsun bir ‘küsme’ durumu yaşanıyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nden başlayacak olursak. Az buçuk parti içi demokrasisinin bulunduğu bu partide politika yapmak, diğerlerinden daha kolay değil. Bir alternatif, ışık arayan muhalif insanlar son Cumhurbaşkanlığı seçimlerde CHP ve adayına ümit bağladılar. Köprüden önce son çıkış tarzında anonslar yapıldı. Fakat beklenen olmadı, çok yükseğe çıkartılan beklentiler aşagı düştüğünde büyük bir hayal kırıklığına yarattı. Koltuğa oturan genel başkanların ne olursa olsun yerinden kıpırdamak istememeleri ve halkın nabzını iyi okuyamamaları, sol seçmende büyük bir ümitsizlik yaratmış. Her şeyi eski halinde tutarak yeni şeylerin olmasını beklemek en hafif deyimle saflık. Ülke bir değişim istiyor, bir ümit bir alternatif arıyor fakat ne eylemde ne de söylemde bir gelişme gözükmüyor. Çok hırslı bir insan olmasada koltuğu bırakmayan Kemal Kılıçdaroğlu, ortaya çıkabilecek yeni insanların önünü baştan kesiyor. Aylar sonra yapılacak yerel seçimlerde hiç bir şeyin değişmeyeceğini düşünen CHP’li seçmenler küskün ve bu tavırlarının gelecek yerel seçimlere yansıması kaçınılmaz.
Halkın Demokratik Partisi’ne oy veren insanlarda da bir küsme hali gözlenmekte. Çeşitli zorluklara rağmen partisine en çok sahip çıkan ve inadına destek veren parti seçmenleri, seçilmiş milletvekillerinin cezaevine atılmaları ve yine seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınmaları nedeniyle derin bir ümitsizlik ve küsme halindeler. Yeni seçileceklerin başına da benzer olayların geleceğinin beklenmesi, HDP’li seçmenlerin de sandıktan ve demokrasiden uzaklaşmasına neden olmuş. Doğu illerindeki durgunluk kalkar mı bilinmez fakat yerel genel seçimlere aylar kalmasına rağmen partide bir belirsizlik yaşandığı gözleniyor.
Önce ikiye bölünen ve sonrasında yapılan genel seçimde meclise iki parti olarak giren milliyetçi partilerin durumu da pek parlak değil. Baraj altında kalma korkusunu yaşayan ve AKP’ye yaklaşan MHP, her şeye rağmen altı ay önce yapılan genel seçimleri beklenenin aksine az hasarla atlattı. Fakat ikiye bölünen milliyetçi taban nedeniyle MHP kadro ve oy kaybetti. Gitmek mi zor kalmak mı? İkilemi yaşayan bir çok insanın kafası karışık. Mart 2019 tarihinde yapılacak belediye seçimlerinde bir çok belli başlı belediyede aday göstermeyeceğini açıklayan MHP, AKP ile olan ittifakını devam ettireceğini şimdiden ilan etti. En az iki partinin doğrudan, diğerlerininde dolaylı oy istediği milliyetçi seçmenlerin kafası çok karışacak.
Büyük umutlar bağlanan ve merkez partisi olacağı ileri sürülen İYİ Partide, haziran ayında yapılan genel seçimlerde beklenen başarıyı gösteremedi. İstediği yerde adaylık alamayan bazı adaylar, baba ocağına geri döndü ya da gürültülü bir şekilde partilerindan istifa ettiler. Bir ara küsüp inzivaya çekilen lider Meral Akşener, yoğun istek üzerine tekrar siyasete döndü. Altı ay sonra tüm ülkede yerel genel seçimler yaşanacak, İYİ partide ve tabanında bir yıl önceki heyecan yok. Tek başına rüzgar yaratmaya çalışan Akşener’in nefesi bu gemiyi yüzdürmekte çok zorlanacak. Merkez ve büyük parti olma iddasıyla yola çıkan İYİ Parti TBMM’de gurubu bulunan en küçük parti. En çok oyu alan belediye başkan adayının kazandığı bu seçimde İYİ Parti’nin çok düşük oy alacağını tahmin etmek zor değil.
Bir politikacının planlarının başında gelecek seçimleri kazanmak gelir. Beğenin beğenmeyin Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’de siyaseti iyi okuyor ve tüm sonuçları kendi lehine çevirmek konusunda yetenekli. Bir önceki genel seçimlerde oy kabettiğini erkenden görüp MHP’yi şemsiyesi altına alan ve parlementoda çoğunluğunu kaybettiği halde seçimlerden muzaffer çıkan Erdoğan, mutlak iktidarını sürdürüyor. Bununla birlikte oylarında düşüş yaşayan AKP tabanında büyük bir küskünlük gözlemleniyor. Bir önceki seçime göre yüzde sekiz oy kaybeden tabanın kaygıları var. Yapılan israflar, parti içinde parlamaya başlayan zengin kesim, pahalı arabalar ve lüks yaşam biçimi tabandan tepki çekmeye başlamış. Ötekilerden, fakirlerden, kırsal kesimden ve inançlı insanlardan destek alan AKP, gelecek seçimde biraz daha oy kaybedebilir. Başka partiye gitmesede küskün olan AKP seçmeni sandığa gitmeyerek partisine uyarı cezası verebilir.
Velhasılıkelam, yaşanan derin kriz ve nasıl olsa bir şey değişmiyor düşüncesi, Türkiye siyasetinde bulunan tüm partilerde ‘küskünlüğe’ yol açmış. Yılbaşından sonra seçim hattı mahalline girildiğinde sesler çıksada yukarıda saydığım nedenlerle katılım ve ilginin aşağılara düşeceğinin bir çok işareti var. Ümitsiz, heyecansız ve alternatifsiz olma durumu ise kişilerin olduğu gibi ülkelerinde başına gelebilecek en kötü durumdur. Heyecen bitince hücreler yenilenmez, hayaller tükenir, mekanizma içerden yaşlanmaya ve çürümeye başlar. Varolan değerler yurt dışına çıkar, ekonomi bir yana, ruh fakiri, heyecan fakiri, adalet ve siyaset fakiri bir ülkeye dönüşürüz. Ekonomik kriz bir yana asıl tehlike buradan gelir.
- İşçi Partili adayların kazanma şansı yüksek…
- Irkçılık Farklı Şekillerde Ortaya Çıkan Bir Hastalıktır
- Sokağa çıkma yasağını kaldırmanın yol haritası
- İngiltere, Türkiye arasında seyahat yasak değil ama çok zor
- Kripto Para Piyasasında Neler Oluyor?
- Sokağa Çöp Atmak Alışkanlık Haline Geldi
- 6 Mayıs 2021 UK Seçimlerinde Herkes Galip!
- 6 Mayıs 2021 Seçimleri
- İlk Defa Ev Alacaklara Kolaylıklar!
- İngiltere ‘açılımında’ yeni yol haritası