Ortadoğu uzmanı gazeteci yazar Faik Bulut, “Suriye’de ‘vekalet’ savaşları yani başka örgütleri destekleyerek birbirleriyle dolaylı çatışan devletler, son zamanlarda dolaysız bir şekilde karşı karşıya gelir oldular” diyerek bölgede daha kaygı verici bir dönemin başlayabileceğini söyledi…
Londra’da Britanya Demokratik Güç Birliği’nin (BDGD), düzenlediği “Türkiye, Kürdistan ve Ortadoğu’daki Güncel Gelişmeler” başlıklı panele katılan Bulut, Açık Gazete editörü Faruk Eskioğlu’nun sorularını da şöyle yanıtladı:
– Küresel bağlamda karabulutlar dolaşıyor. Siz, bu fotoğrafı nasıl anlatacaksınız?
– Küresel çapta 20 yıldır kaotik ve sancılı bir geçiş süreci yaşanıyor. Siyasi ve askeri anlamda dengeler değişiyor. Yeni bloklaşma ve kutuplaşmalar söz konusu. Özetle çok kutuplu bir dünyaya giriyoruz. Stratejik bakıldığında ABD gerileme sürecinde, AB henüz bloklaşamadı, dağılma tehlikesi var. Birleşik Krallık eskisi kadar ABD ile iç içe değil, mesafeli. Çin yükseliyor. Şangay İşbirliği Örgütü kurucuları Rusya ve Çin alternatif küresel oluşum sürecine girdiler. Dünya çapında fanatizm ve orta olumsuz anlamda sınıf değerleri yükselirken, pek çok ülkede iç kutuplaşmalar ve tekçi zihniyet (tek parti, tek lider ve ötekileştirme) sokağa egemen hale geliyor, yaygın küresel eğilim olarak ortaya çıkıyor. Bu doğu Avrupa ülkelerinde gözleniyor, ABD’de Trump’ın gelişiyle zirve yaptı denilebilir… Türkiye’deki yansıması da başkanlık sistemi tartışmaları şeklinde boy gösteriyor.
Bu küresel değişimin yansıması olarak bazen islamfobi, bazen yabancı düşmanlığı şeklindeki etnik ayrımcılık gizli ya da açık ırkçılık olarak ifade ediliyor. Örneğin Avrupa’da sağcı akım ve siyasi partiler mülteci akımını reddediyor ve yabancı düşmanlığını körükleyerek kitlesel destek kazanıyorlar. Batı üstünlüğüne dayalı bir neo-oryantalizm söz konusudur.
Ortadoğu’da tersinden bir oryantalizm revaçtadır. Deyim yerindeyse kültürel ve siyasi anlamda Batı düşmanlığı yürütülüyor. Buna bağlı olarak Fransa ve Almanya’da ortaya çıkan sağ ve ırk partilerin yükselişi Ortadoğu’da islamcı hareketleri de tepkisel olarak kamçılıyor. Burada söz konusu olan Neo- Oryantalizm Ortadoğu’da tersine dönüşüyor, yani “Biz diğerlerinden farklı ve üstünüz” anlayışı.
Batı’daki Avrupa merkezli dünya anlayışı Doğu’da ve özellikle de Ortadoğu’da İslam merkezli bir dünya algılayışına yol açıyor. Bu süreç tamamlanmış, dengeler henüz yerine oturmuş değil. Bugünden görüldüğü üzere küresel düzlemde savaşlar, çatışmalar ve büyük mücadelelere gebe bir ortam var. Obama döneminde küresel mücadele merkezi Ortadoğu’dan Orta Asya ve Pasifik’e kaydırılmak istenirken, Trump yeniden Ortadoğu’ya ağırlık vermeye başladı. Diğer deyişle bölgesel anlamda büyük savaş, büyük temizlik, bu arada ABD ve İsrail’nin varlığını tahkim çabası, Ortadoğu’da yaşanacak gibi… Trump’ın önceliği İran’la mücadeleye vermesi, Çin’i direkt tehdit etmesi bu eğilimin ilk göstergesi sayılabilir…
– Ortadoğu’ya gelirsek, karmaşık ve içinden çıkılmaz bir durum söz konusu? Ortadoğu’nun fotoğrafı nasıl?
– Son derece çetrefilli bir hâl almış Ortadoğu. Somut örneklerini Suriye, Irak ve Yemen’deki çatışmalarda görüyoruz. Suriye’de “vekalet” savaşları yani başka örgütleri destekleyerek birbirleriyle dolaylı çatışan devletler, son zamanlarda dolaysız bir şekilde karşı karşıya gelir oldular. Suriye’de Rusya, İran, ABD ve Türkiye askeri varlıklarıyla cephe hattında yer alıyorlar. Denklemdeki iki ayrı güçten biri Kürtler (PYD) ve diğeri IŞİD… Dikkat çekilecek nokta şudur: Herkes IŞİD’e karşı birleşmiş vaziyette. Burada IŞİD’i bitirerek vekalet savaşına son verilmesi öngörülüyor. Halep’in düşüşünden sonra El Kaide’nin uzantısı El Nusra Cephesi İdlib vilayetine sıkışmış vaziyette. Muhtemelen bir süre sonra Rusya, İran ve Suriye ortak operasyonuyla El Nusra tasfiye edilecek. Tasfiyeden geri kalanların bir kısmı da Türkiye sınırlarına geçebilir.
Bu arada Suriye’de silahlı islamcı örgütler birbirini bitirme savaşındalar.Bu aynı zamanda Suriye’deki silahlı örgütlere destek veren Katar-Suudi Arabistan- Türkiye ekseninin parçalanması anlamına geliyor. Yeni bir gelişme daha Körfez ülkelerinden Birleşik Arap Emirlikleri bir kaç gün önce devreye girdi. Arap aşiretleriyle Kürt güçlerini biraraya getirerek Türkiye’nin Rojava bölgesindeki operasyonlarını engelleme gayretinde.
Görünen o ki Türkiye; hem Rusya’nın hem de ABD’nin bölgedeki hakimiyet mücadelesinde özne değil, nesne durumunda bıraktırılmış. Büyük olasılıkla Suriye’deki muhtemel bir çözümde Türkiye umduğunu bulamayacaktır. Şu anda bütün kartlar Rusya’nın elinde fakat Trump başkanlığındaki ABD, yeni bir denge kurma hesabı yapıyor… Münih Konferansı’ndaki Dışişleri Bakanları’nın Konferansı’nda yapılan kulis de bunu gösteriyor. Devam Edecek…