İntihar günümüzde toplum sağlığı sorunlarının başında yer almaktadır. İntiharın çoğu zaman yalnızca batılı toplumlar için bir risk olduğu varsayılır.
Bireysel bir kültüre sahip batılı toplumlarda intihara teşebbüs etmenin daha kolay olduğu, daha kolektivist ve intiharın günah olarak görüldüğü Türkiyeli toplumlarda intihara teşebbüs etmenin yaygın olmadığına inanılır. Yakın geçmişimizde 2009 yılında birbirlerini tanıyan Türkiye kökenli 11 erkeğin pes peşe Londra’da yaşamlarına son vermeleri şaşkınlıkla karşılanmıştır. Bunu daha ürkütücü yapan bu 11 kişinin daha önce hiç psikolojik yardım almamış olması ve yakınlarının onların hiçbir sorunu olmadığına inanmasıydı. Bu durumda sormamız gereken 2 önemli soru vardır: Türkiyeli toplumlarda intihar ne kadar yaygındır? Psikolojik terapiye erişim onlar için nasıl daha çok kolaylaştırılabilir?
İngiltere’de Türkiyeli toplumlarda intiharın yaygınlığını gösteren veriler mevcut değildir. Türkiye ve Avrupa’da ki verilere baktığımızda intihar düşüncelerinin ve teşebbüslerinin diğer azınlık ve çoğunluklara kıyasla daha yaygın olduğu görülür.
Mesela Hollanda’da yaşayan Türkler, Hollanda toplumuna kıyasla daha genç yaşta intihar yüzünden ölürler (Türk kadını:32, Türk erkeği: 32, Hollandalı kadın: 51, Hollandalı erkek: 48). Hollanda’da yapılan başka bir araştırma da intihar düşünceleri araştırmaya katılan Türk gençlerin %38 inde görülürken, Faslı gençlerin %29 unda, Hollandalı gençlerin % 18 inde gözlemlenmiştir. Buna ilaveten Avrupa genelinde (örneğin, İsviçre, Almanya, Belçika, Hollanda) yapılan araştırmalarda özellikle 15-24 yaş arası Türkiye kökenli kadınlarda intihara teşebbüs etme riskinin Almanyalı kadınlara göre 5 kat, İsviçre ve Hollandalı kadınlara kıyasla da 3 veya 4 kat daha fazla olduğunu göstermektedir.
Türkiye de ki araştırmalar da Avrupa genelin de ki araştırmalarla tutarlı olarak 15-24 yaş arası genç kadınların intihar teşebbüsünde bulunma riski taşıdıklarını göstermektedir. Bu çarpıcı veriler intiharın yalnızca dizilerde gördüğümüz veya kulaktan kulağa duyduğumuz bir olay olmadığını göstermektedir. Bunu önlemenin ve bununla ilgili yardım almayı kolaylaştırmanın bir yolu da son yıllarda hayatımızın internetle daha çok alakalı olmasıyla kullanımı yaygınlaşan internet terapisidir.E-health veya internet terapisi özellikle kaygı ve depresyon gibi çok sık rastlanan psikolojik sorunlarda etkiliği kanıtlanmış, erişimi ve kullanımı kolay, farklı dillerde ve farklı kültürlerden kullanıcılara hitap edebilecek şekilde uyarlanabilen ekonomik bir yardım seçeneğidir.
Özellikle kültürel farklılıklar sebebiyle yaşadığı ülke de anlaşılmamaktan çekinen, imkansızlık, dil sorunu veya uzun bekleme listeleri sebebiyle psikolojik terapilere erişimi kısıtlı olan göçmen toplumlar için elverişli bir yardım alma seçeneğidir. İnternet terapisinin saydığım avantajlarını göz önünde bulundurarak, hayatına son vermeyi düşünen Hollanda ve İngiltere’de yaşayan Türkiye kökenli bireyler için bir internet terapisi geliştirmeye karar verdim.
Bu terapinin adını sevdiğimize verdiğimiz değeri göstermek için sıklıkla söylediğimiz “kıyamam” sözünden esinlenerek “Kıyma Canına” olarak isimlendirdim. Ücretsiz olarak İngilizce, Türkçe ve Hollandaca sunulan bu terapi kendim ve Amsterdam Üniversitesi ve Londra Queen Mary Üniversitesi’nde birlikte çalıştığım Klinik Psikoloji bölümü uzmanları tarafından tasarlanmıştır. Toplam 6 hafta süren bu terapide katılımcılar, haftalık online seansları tamamlayacaktır. Terapi temel olarak, yararsız düşünceleri tanımlama ve onlarla mücadele etmenin yanı sıra bu düşünceleri yararlı olabilecek düşüncelerle değiştirmeye odaklanıyor.
Terapi, kullanıcıların aktif katılımına dayanmaktadır. Katılımcıların haftalık tamamlamaları gereken bir ödevi olduğu gibi; vaka örnekleri ve destekleyici alıştırmaları da olacaktır. Tüm bunlar katılımcılara, seanslarda öğrendiklerini gerçek hayatta uygulamaları için yardımcı olacaktır.Terapiye katılım boyunca iki dil bilen koçlar, her hafta 4 saat uygun olacak ve haftada bir kişisel geri bildirim verecekler. Bu terapi kendine yardım ilkesine dayandığından, koçlar katılımcılara terapi hizmeti sağlamayacaktır. Daha fazla yardım için, katılımcılar daha ileri destek hizmeti sunan ilgili yerlere yönlendirilecektir.
Bilimsel çalışmalara dayanan kursun içeriğinin kalitesi ve güvenilirliği İngiltere ve Hollanda’daki ulusal araştırma etik komiteleri tarafından ayrı ayrı onaylanmıştır. Özetle, sanıldığının aksine Türkiyeli toplumlarda intihar göz ardı edilmeyecek ciddi bir sorundur. “Kıyma Canına” hayata son vermek henüz düşünce aşamasındayken bireylere psikolojik destek sunarak intiharın gerçekleşmesini önleyebilir.
Özlem Eylem Kimdir:
Özlem Eylem Hollanda’ da VU Amsterdam Üniversitesi ve İngiltere’de Queen Mary Londra Üniversitesinde araştırma görevlisi ve doktora öğrencisidir. Doktorasını psikolojik yardıma erişilebilirliği artırmayı ve hayatı sonlandırma düşüncelerini azaltmayı amaçlayan ‘Kıyma Canına’ isimli bir online terapinin Türk toplumu üzerindeki etkililiği üzerinde yapmaktadır.
Özlem, eğitimini Kings College Londra Üniversite’sinde Londra’da tamamladıktan sonra, Türkiye’de, Kıbrıs’ta ve İngiltere’de çeşitli sivil toplum örgütleriyle ve Avrupa Birliği projelerinde çalışmıştır. 2013 yılında dünya genelinde 400 kişinin başvuruda bulunduğu Beck Bilişsel Davranışçı Terapi Enstitüsü’nün sunduğu bursu kazanan 10 kişiden biridir.
Yine 2013 yılında Doktora araştırmasını yürütmek için Avrupa Birliği bursunu kazanmaya layık görüşmüştür. Doktorasının yanı sıra Özlem, Türkiyeli toplumlarda ruh sağlığıyla ilgili farkındalık kazanmak ve ruh sağlığı sorunlarıyla ilgili yardım istemeyi kolaylaştırmak için toplum projeleri yürütmektedir.