Finans hizmetleri ve mortgage komisyonculuğu işlerinde ilginç bir eğilim olduğunu fark ettim. Korona başlamadan önce, mortgage kredisini geri ödeme konusunda tavsiye almak için her ay 2-3 kişiden başvuru alıyorduk.
Şimdilerde bu sayı biraz daha az ve başvurular telefonla yapılıyor. Borç alan kişiler mortgage anlaşmalarının sonuna yaklaşırken, bankalar da paralarını geri istiyor. Bu konuda da oldukça ısrarlılar. Bu durum, insanların “Interest only Mortgages” (sadece faiz mortgage’leri) anlaşmalarını sıklıkla “self certification” (kendi kendine belgelendirme) yoluyla başvurarak almalarının doğrudan yol açtığı bir sonuç. İkisi de 2008’deki finansal krizde veya kısa bir süre sonra neredeyse tamamen ortadan kayboldu.
Bir başka deyişle, mesela 20- 25 yıl önce, 40 yaşında birisi 150 bin sterlin fiyatındaki bir evi satın almak için mortgage anlaşması yaptı ve 100 bin sterlinlik mortgage kredisi aldı. Sözleşmede “sadece faiz” kutusunu işaretlediler ve bunun üzerine daha fazla düşünmediler. Şimdi bu kişi 60-65 yaşlarına geldi ve evin değeri de 400 bin sterline çıktı. Banka da şimdi 100 bin sterlini geri istiyor. Gördüğünüz gibi arkadaşımız, “sadece faiz” kredileri için yapılan düşük geri ödemelerin ÜCRETSİZ OLMADIĞINI unutmuş.
Eğer ana parayı ödemezseniz, anlaşma sonunda banka hala evinizin gerçek sahibidir. İlk önce kibarca geri isterler. Daha sonra da eve el koyup satmaktan memnun olurlar. Verilen para hiçbir zaman ücretsiz değil; her zaman geri ödenmesi gerekir. Bu kişilerle bir araya geldiğimizde de yaşananlar hep aynı oluyor. “Evin değeri 400 bin sterlin ve benim borcum sadece 100 bin sterlin.
Niye bu kadar endişeliler?” diye soruyorlar. Bankaların endişeli olduğu konu, gözlemci kurum FCA’nın talimatları. Bu talimatlara göre, ev mortgage’lerinde borçlanan kişi, emeklilik yaşına gelene kadar (68 diyelim) borçlanılan parayı – tüm anaparayı geri ödemek zorunda. Bu yaştan sonra gelir seviyesi ve kazanma gücündeki kesinlik çok daha az olur.
Ayrıca, Daily Mail (ya da Olay Gazetesi) tarafından atılacak “Acımasız banka emeklileri dışarı attı ve evlerini sattı” gibi manşetler, banka için gerçekten kötü bir reklam olur. Bu yüzden bankalar da belirlenen talimatları yerine getiriyor. Borçlanan kişinin kredisini “self certification” (kendi kendini belgelendirme) yoluyla almış olması da muhtemel.
Bu krediler aynı zamanda “yalancı kredi” olarak da bilinir. Bu tür kredilerde bankalar, borçlanan kişinin “kazanç” ya da “gelir” olarak istediği miktarı yazmasına izin vermeye hazırdır. Buradaki durum, gerçek kazanç miktarının zaten kontrol edilmeyecek olmasıydı. Bu uygulama da artık günümüzde yok. Bu da kredi yeniden finanse edilmek istense bile bu durumun artık mümkün olmayabileceği anlamına geliyor. Belirttiğim gibi, iki plan da artık ev kredileri için kullanılmıyor.
Ayrıca, bankalar artık anlaşma süresinin sonunda paralarını geri isteme konusunda çok daha agresif bir tavır sergiliyor. Uzun zaman önce kurulan finansal saatli bombalar şimdi patlıyor. Eğer bu tür bir anlaşmanız / krediniz varsa, hemen bir uzmandan uygun bir tavsiye almanız sizin için iyi olabilir. Evet, kredi anlaşmanızın sonu 10 yıl sonra gelecek olsa bile. Finansal saatli bombanız birkaç yıl içinde patlarsa ve eğer bu duruma hazırlıklı değilseniz, o gün sizin için çok kötü bir gün olur. Evinizi kaybedebilirsiniz.
- Şans mı beceri mi?
- Mali danışmanınız zengin mi?
- Duyabileceğiniz en önemli soru
- Konut piyasasındaki son gelişmeler (2)
- Konut piyasasındaki son gelişmeler (1)
- Yoksul kalmanızı sağlayan 9 alışkanlık
- Borsa merkezli dolandırıcılıklar artışta – dikkatli olun…
- İnsanlar neden böyle aptalca şeyler yapıyor?
- Yıllık yüzde 73 oranında, garantili bir geri dönüş ister miydiniz?
- İstikrar devrinin ölümü, normalin sonu (2)