Koronavirüs salgını dünyadaki tüm insanların yaşam biçimlerini bir şekilde etkiledi, sağlık dışında sosyolojik ve psikolojik olarak etkilemeye de devam ediyor. Akrabalar, arkadaşlar görüşemiyor, düğünler yapılamıyor, hayatını kaybedenler bu dünyadan sevdikleri olmadan yalnız uğurlanıyor. İnsanlar genel olarak her geçen ay ekonomik alanda biraz daha fakirleşiyor, devletler vergi toplayamıyor, ekonomiyi desteklemek için borçlanmaya devam ediyor. Tüm bunlar olurken insanların ruhsal yapıları olumsuz sinyaller veriyor, vücut sağlıklarının yanı sıra psikolojik sağlıkları da büyük tehlike altında.
İkinci dalga ile birlikte pandeminin ruhsal etkileri de ortaya çıkmaya başlıyor, özellikle hastalığa yakalanıp iyileşenler ve sağlık çalışanlarında ciddi psikolojik rahatsızlıklar baş göstermeye başlamış. Araştırmalara göre ‘Travmatik Stres Bozukluğu’ belirtileri çoğalıyor, ayrıca bu kişilerde depresyon, anksiyete ve diğer ruhsal rahatsızlıkların görülme riski de artıyor. Kapanma ve sokağa çıkma yasakları aynı mekanda uzun süre bir arada bulunmak zorunda olan insanlar arasında gerginliklere neden oluyor.
Ekonomik koşulların zorlaşması, sağlık kaygıları ve sosyal travmalar aile içi şiddeti yükseltmiş durumda. Hastalığa yakalanıp iyileşen insanlar üzerinde birçok olumsuz fiziksel etkilerinin yanı sıra, çok derin pisikolojik sonuçlar ortaya çıkıyor. Bununla birlikte ağır koşullarda çok uzun süre görev yapan sağlık sektörü çalışanları ciddi psikolojik desteklere ihtiyaç duymaya başlamışlar. Koronavirüs pandemisinin neden olduğu sosyal ve ekonomik değişimler hemen herkes için stres kaynağı.
Hastalığın kendisi sağlık açısından başlı başına büyük bir felaket, finansal çalkantılar eğitim sistemindeki belirsizlikler, seyahat kısıtlamaları gibi birçok sosyal etken ve güvensizlik hissi hayatımızı daha stresli bir hale sokuyor. Uzmanlar, uykusuzluk veya aşırı uyuma isteği, yeme düzeninde bozukluk, konsantrasyon eksikliği, sürekli virüs kaptığını düşünmek, çarpıntı ve nefes darlığı gibi davranış bozuklukları yaşayan insanların psikolojik destek almaları gerektiği konusunda birleşiyorlar.
KORONAVİRÜS HANGİ PSİKOLOJİK PROBLEMLERİ DOĞURABİLİR?
2020 yılının ilkbahar aylarında aniden ortaya çıkıp hızla yayılan ve yaz aylarında düşüşe geçen pandemi, sonbaharla birlikte yeniden yükselişe geçti. İlk şoku atlatan insanlar ikinci dalgaya daha tecrübeli fakat bir o kadar yıpranmış olarak giriyorlar. “Dervişin fikri neyse, zikride o olur” ata sözünü bilirsiniz. Yeniden kapanmanın yaşandığı bu günlerde başka bir alan yerine, elim yine sağlıkla ilgili bir konuya gitti. Uzmanlar beni affetsin, Bu yazıda onların araştırmalarından aldığım kısa notları yorumlamaya çalıştım.
Zihnimizdeki olumsuz düşüncelerle ortaya çıkan kaygılar birçok rahatsızlıkların başlangıcı olarak kabul ediliyor. Ölüm korkusu, ekonomik kaygılar ve hastalığın henüz bir tedavisinin bulunamamış olması, kaygı bozukluğunu tetikliyor. Koronavirüs sebebiyle oluşabilecek psikolojik problemlerden bir diğeri ise depresyon. Kişinin kendisini eve kapatması, mutlu ve huzurlu hissettirecek aktivitelerden mahrum kalması depresif ruh haline neden oluyor ve bu ‘hal’ insanları hayatından zevk almayan bir konuma getirebiliyor. Durumun devamında kendisini hayattan soyutlayan, sosyallikten kaçan insanların depresyonlu hali her geçen gün daha ağır şekilde yaşanıp başka olumsuz sonuçlara neden olabiliyor.
Uzmanlar koronavirüse karşı panikle hareket edilmemesini, sakin ve bilinçli bir şekilde hastalığa karşı önlemler alınmasını tavsiye ediyorlar. Bugünden yarına geçecek bir durum değilde uzun bir maraton gibi düşünüp gücümüzü ona göre dikkatli kullanmamızı öneriyorlar. Kendimizin ve toplumun sağlığı için ‘agresif’ davranışlarda bulunmak yerine genel kabul görmüş kuralları dikkatlice takip etmek, sağlık ve güvenlik için çok önemli.
Sosyal medya üzerindeki yalan haberler kaygı seviyesini gereksiz yere artırıyor, aynı şekilde hastalıkla ilgili yapılan olumsuz konuşmalar da, kaygı bozukluklarını tetikliyor. Sağlık, ekonomi ve sosyal sonuçları olan pandemide belki de en önemli mücadele psikolojik alanda verilmeli. “Gideceği liman belli olmayan gemiye, hiçbir rüzgâr yardım etmez” özlü sözünden de anlaşılacağı üzere psikolojisi iyi olmayan bir insana hiçbir doktor, hiç bir ilaç iyi gelmeyecektir. Kaygı ve panik en büyük düşmanımız, riskleri azaltmaya çalışıp felaketin geçmesini bekleyeceğiz. Çocuklarımıza, bakmakla yükümlü olduğumuz insanlara ve içinde yaşadığımız topluma karşı buna mecburuz.
- İşçi Partili adayların kazanma şansı yüksek…
- Irkçılık Farklı Şekillerde Ortaya Çıkan Bir Hastalıktır
- Sokağa çıkma yasağını kaldırmanın yol haritası
- İngiltere, Türkiye arasında seyahat yasak değil ama çok zor
- Kripto Para Piyasasında Neler Oluyor?
- Sokağa Çöp Atmak Alışkanlık Haline Geldi
- 6 Mayıs 2021 UK Seçimlerinde Herkes Galip!
- 6 Mayıs 2021 Seçimleri
- İlk Defa Ev Alacaklara Kolaylıklar!
- İngiltere ‘açılımında’ yeni yol haritası