Topluca pır pır uçtu muhabbet kuşları (parakeets) bahçenin o cılız ağacından… Gökyüzünde kavis çizip turlarını tamamlayınca diğer bir cılız ağacın dallarına kondular… Londra’da yaşadığım evin önündeki büyük bahçenin güzel konukları bir süredir gönlümüzü şenlendiriyor.
Yeşilden sarıya her tondaki muhabbet kuşlarının parkın ortasındaki ulu ıhlamur ağacı yerine cılız ağaçları tercih etmesini, sallanıp eğlenebilmelerine bağlıyorum. Çalılıklar arasında saklambaç oyunlarını bizim yerli beşiktaşlı siyah beyaz saksağanlar bile keyifle izliyor… Kızım Defne, Londra’da bir süre önce ticari bir aracın kaza sonrasında özgür kalan bu kuşların toplu yaşadıkları için yaşamlarını sürdürebildiklerini ve çoğaldıklarını söyledi. Google’a baktım bu tür kuşların Londra’daki nüfus artışının nedeni pek bilinmese de 1950’lerin filmi The African Queen’in Isleworth Stüdyoları’ndaki çekimde ciddi sayıda muhabbet kuşunun kaçmasına bağlayanlar var. Bir gazetede de insanlara alışkın bu ürkek kuşların benim de tanık olduğum 1987 Büyük Fırtınası’nda Heathrow Havalimanı canlı kargo bölümünden kaçtığı bilgisine de rastladım…
Bir zamanlar Londra’da Richmond Park, Kew Garden, Hyde ve Regent parklarda yoğunlukla bulunan kuşlar artık kuzeye de çıkarak Hampstead Heath, Walthamstow Marshes, ile bizim Hackney ve Regent’s kanalları çivarını da mesken edinmeye başlamışlar. Bizim bahçeye de hoşgelmişler. Onları kafeste değil de özgürce öpüşürken, oynaşırken, uçuşurken seyretmek keyifli… Artık en iyi Amasya elmaları onlar için…
Muhabbet kuşlarını biz göçmenlerin haline de benzettim birazcık. Bulundukları coğrafyadan geldikleri yerlere renk ve sevinç katıyorlar. Keşke gelinen ülkedekiler de farkına varabilseler… İşte sınırsız toprak, ağaç ve alabildiğine gökyüzü… Kimsenin yerini de dar etmiyorlar. Etseler ne yazar, bu dünya hepimizin!
Muhabbet kuşlarından söz açılmışken Zeki Müren’i yâd etmeden de geçmeyelim dostlar. Ne güzel söyler üstâd: “Kalbimi bezlederim minnet-ü zevk-e. Dilesen dilesen dilesen. Bir muhabbet kuşu da ben olurum. Sev diye sen…”
***
BBC Türkçe’de 22 Mart’ta “İngiltere’de pandemide ek gelir için seks işçiliğine başlayanlar çalıntı görsellerin peşinde” başlıklı bir haber vardı. Haberin “gereksiz uzun” başlığından da anlayabileceğiniz gibi İngiltere’de internet üzerinden seks işçiliği yapan ya da erotik görsellerle para kazananların dijital ortama koyduğu içerikler artan biçimde çalınıyor ve izinsiz paylaşılıyormuş. İntikam Pornosu Yardım Hattı adlı kurumun verilerine göre 2019-2020 arasında OnlyFans sitesinin seks işçilerinden bu konuda gelen şikayetler yüzde 80 oranında artmış. OnlyFans da, salgın sırasında kullanıcı sayısının kayda değer biçimde arttığını ve dünya çapında iki milyonu aşkın kadının sitede artık içerik yaratıcısı olduğunu açıklamış.
Haber haberdir ama bir gazetecinin baktığı açı habere değer katıp güçlü kılar hatta sosyolojik bir belgeye bile dönüştürür. Bu haberi kaleme alan BBC muhabiri seks işçilerinin görsellerinin çalınmasını öne çıkarmış, öne çıkması gerekenleri de törpülemiş zaar. Milyonlarca kadının (çoğunun kendi aile, çevre ve çocuklarından gizli) çıplak fotoğraflarını sattığı haberi BBC’nin “telif hırsızlığı” haberinde gölge bir cümle olarak sıkışıp kalmış. Yazık! Ben olsam haberi, “Yardım hattında çalışan Kate Worthington’ın, faturalarını ödeyemeyen birçok kadının salgın sırasında çareyi para karşılığında cinsel görseller paylaşmakta bulduğu” sözünden görürdüm.
Bu salgında lâmı cimi yok Boris Johnson hükümeti sınıfta kaldı dostlar. Johnson utanmadan sadece büyük şirketleri kurtarırken işini, aşını, sevdiklerini kaybeden alt sınıftakilerin ağzına bir parmak bal çaldı. Dalga geçer gibi korona partileri de yapan Johnson sayesinde, milyonlarca kadın faturalarını böyle ödeyebiliyor işte…
- İki ülkede belediyecilik karşılaştırması (I)
- İngiltere laikliği sağlamlaştırıyor
- Emekli WASPI kadınlarının zaferi…
- İngiltere’nin simgesi Minilerin tasarımcısı: İzmirli Alec
- Kral Charles ve bir yoksul hastalığı olarak kanser…
- Ahhh Kate Osamor bir çuval inciri berbat ettin!
- Yurtdışındaki vatandaşların oy hakkı olmalı
- İngiltere havalimanlarındaki sıvı yasakları
- Tottenham Park Mezarlığı’nda sorun çözülüyor mu?
- İngiltere gündemindeki skandal