790 adası, eşsiz doğası ve serin iklimiyle Britanya’nın üçte birini kaplayan İskoçya, viski ve tarih tutkunlarının vazgeçemediği destinasyonlardan biridir.
İskoçya’nın kuzeyden güneye kadar uzanan yeşil coğrafyasında Highlands, Central Belt ve Southern Uplands olmak üzere üç ana bölgesi bulunur. Ülkenin merkezini oluşturan Central Belt, başkent Edinburgh, meşhur Glasgow ve Stirling kentlerinin bulunduğu bölgedir.
Highlands ise “Nessie canavarı” ile tanınan Loch Ness gölünün de yer aldığı ülkenin dağlık bölgesidir. Coğrafyası oldukça dağlık, yüksek ve genelde zümrüt yeşili ormanlarla süslüdür. 230 metre derinliğe ulaşan, kahverengi sularıyla ünlü Loch Ness gölü, Highlander bölgesinin tüm doğal güzelliğini ve manzarasını sunar.Canavar ise tam bir muammadır. Varlığına dair hiçbir bilimsel kanıt yoktur. Ancak yöre halkı, canavarın göldeki derin mağaralarda yaşadığına ve gölün kahverengi çamurlu suları yüzünden görünmediğine inanır.
Geleneklerine ve kültürlerine bağlı bir topluluk olan İskoçlar bu özellikleri nedeniyle yüzyıllar boyunca İngiltere ile çekişme içinde yaşamıştır. William Wallace gibi efsane isimlerin kahramanlık öyküleri, sadece sinemalarda değil, bugün hala İskoçya’nın köylerinde dedeler tarafından torunlarına anlatılmaktadır. İskoçlar, geçmişten kopmak bir yana, ulusal kültür anlamında binlerce yıldır geleneklerini hala yerli yerinde yaşarlar.
İskoçya’ya gidildiğinde en çok merak edilen, Edinburgh Kalesi’dir. Ortalama 3 saatte gezilen kale, mükemmel bir şehir manzarasına sahiptir. Kalenin etrafı yemyeşil çayırlarla kaplı olup, doğayla tarihin buluştuğu bu yapıya hayran kalmamak elde değildir. İskoçya Savaş Tarihi Müzesi’nin de yer aldığı kalede ziyaretçileri, Robert Bruce ve William Wallace’ın heykelleri karşılar. Kalede, komutanların köpeklerinin gömüldüğü mezarlık İskoçya’da hayvanseverliğin ulaştığı boyutu anlamaya yardımcı olur. Şatoları ve kaleleriyle ünlü ülkenin başkenti Edinburgh, gezerken zamanı unutacağınız bir şehirdir. Kalede ve şehrin diğer bölgelerinde yer alan hediyelik eşya dükkanlarından alışveriş yapmaya doyulmaz.
Edinburgh, İskoç dilinde “Edinbraah” şeklinde telaffuz edilir. Bu kenti gezdikten sonra ülkede görülmesi gereken ikinci nokta ise elbette İskoçya’nın en büyük şehri olarak kabul edilen Glasgow’dur. Eğer sakatatla aranız iyiyse ve farklı lezzetleri tatmaktan keyif alıyorsanız İskoçya’da bulunduğunuz süre zarfında ‘Haggis’ adlı yerel yemeği denemenizde fayda vardır. İşkembe zarının içi doldurularak yapılan bu yemek bulgur, üzüm, fıstık ve kıyılmış çeşitli sakatatlar içerir. İç yağı ve baharatlarla tatlandırılan yemek, genellikle patates ve şalgamla servis edilir. Bira eşliğinde yenilmesi tavsiye edilir.