Charlie Chaplin, Eyfel Kulesi’nin açıldığı yılda doğdu.
Charlie Chaplin’in kahramanı olduğu bu biyografik filmde, paçavra, zengin, kahraman ve popüler kötü adam kılığına girebiliyorken aynı zamanda araştırmacı doktor da olabiliyor oluşu onu güçlü bir karakter haline getiriyor.
Filmin en zorlayıcı anları, şaşırtıcı bir şekilde Chaplin için kahkahalar durduktan sonra geliyor.
Daha sonraki yılları, Amerika’dan bir İsviçre malikanesine sürgün edilmesi üzerine kafa yorarken, ikonun arkasındaki çelişkili adamı ortaya çıkarmaya da çok yaklaşıyor; huysuz ve kaba olma yeteneğine ve Küçük Serseri’yi ve onun en iyilerini ortaya çıkaran büyük insanlık vizyonuna da sahip bir karakter.
The Great Dictator’ın sonundaki evrensel toplanma çağrısı filmde harika bir ivme kazanıyor, ancak sette City Lights oyuncusu Virginia Cherrill’e zorbalık yapması da öyle.
Her ne kadar yaratıcı bir şekilde kullanılan arşiv görüntüleri, hareketli sepya fotoğrafları ve eski röportajlar arasında, yardımcı yönetmenler Peter Middleton ve James Spinney, diğerleri gibi adamın özüne hiçbir zaman tam olarak ulaşamasada, ikonik ve dev bir karakter olduğu yadsınamaz bir gerçek.