Fizik Tedavi ve Spor Hekimliği uzmanı Prof. Dr. Taner Aydın, Turnpike Lane İstasyonu’nun yanında açtığı sağlık merkezinde ağrılara, detoksa ve estetiğe ilişkin tamamlayıcı sağlık hizmetleri veriyor. Bir ay önce faaliyete geçmesine rağmen özellikle Türkiyeli toplumdan büyük ilgi gören merkezde verilen sağlık hizmetlerine ilişkin olarak Prof. Aydın ile sohbet ettik
Bize kendinizi biraz tanıtır mısınız?
İzmir doğumluyum. Liseyi İzmir Atatürk Lisesi’nde bitirdikten sonra, 1982 yılında Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde (GATA) tıp eğitimine başladım. Böylelikle 40 yıllık hekimlik serüvenine ilk adımı atmış oldum. GATA’dan 1988’de mezun oldum. 1991’de GATA Spor Hekimliği Anabilim Dalında başladığım asistanlık eğitimini üç yılın sonunda uzman olarak tamamladım ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nde spor hekimliği uzmanı olan ilk kişi olma unvanına eriştim.
Hali hazırda 2006’dan bu yana hekimliğimi profesör unvanıyla sürdürüyorum. 2016’da emekli olarak Aydın’da özel muayenehanemi açtım. Hem akademik hem de doktorluk tecrübelerimi hastalarıma kliniğimde uygulamaya başladım. Klasik tıp uygulamalarının yanı sıra, “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp” (GETAT) uygulamalarını bir arada kullanmam gerek Türkiye, gerekse Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızın kısa sürede merkezimize ilgi duymalarına neden oldu. Bu ilgi sosyal medyada 70.000 den fazla takip edilmeyi beraberinde getirdi. Bu vesile ile hastalarıma ve takip eden arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum.
GATA’daki görevimizin yanı sıra, diğer üniversitelerde ve Sağlık Bakanlığı’nda özellikle “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp” konusunda ikiz görevlendirilmelerim oldu. Bu amaç için düzenlenen kongreler, çalıştay, kurs ve konferanslarda etkin görevler aldım. Böylelikle akupunktur, hipnoz, refleksoterapi, osteopati, kupa-hacamat ve ozon terapi gibi 15 adet GETAT uygulamasını hem hekimlere hem de halkımıza bilimsel temellerde uygulamanın önünü açmış olduk.
Spor Hekimliği tam olarak nedir ve ilgi sahası nelerden oluşur?
Spor Hekimliği spor ve egzersizle meydana gelen yaralanmaların öncelikli olarak önlenmesi, tanı, tedavi ve rehabilitasyonu ile ilgilenen bir tıp dalıdır. Kişilerin spor yapmasını özendirmek, yaşam kalitesini ve spora katılımını artırmak, egzersiz, antrenman ve spor etkinlikleri sırasında oluşabilecek sağlık sorunları, travmalar ve yaralanmaların iyileştirilmesiyle de ilgilenir.
Ayrıca sporun kişiler üzerindeki tıbbi ve klinik etkilerini araştırmak, fiziksel performansı ölçmek ve değerlendirmek gibi görevleri vardır. Tüm bunların yanı sıra, obezite, diyabet, hipertansiyon, eklem kireçlenmesi gibi günümüzde sıklıkla rastlanan kronik rahatsızlıklarla mücadelede, egzersiz ve fiziksel aktivite gibi çalışmaların planlanmasında da katkı sağlar. Bu tanımlamadan da anlaşılacağı üzere, Spor Hekimliği uzmanının ilgi sahası amatör ya da profesyonel sporcular, spor yapan toplumun her kesimi, her cins ve her yaştan spor ve fiziksel aktivite yapan sağlıklı ve hasta bireyler olduğunu görmekteyiz.
Tamamlayıcı tıp uygulamalarını nasıl tanımlıyorsunuz?
Eskiden yanlış bir nitelendirme ile “alternatif tıp” deniyordu. Artık dünya da bu ifadeyi terk etti. Çünkü bizim verdiğimiz sağlık hizmeti alternatif değil tamamlayıcı sağlık hizmetidir. Dolayısıyla var olanın alternatifi değil, onu bütünleyen bir sağlık hizmetinden söz ediyoruz.
Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları, modern tıbba alternatif yöntemler olarak sunulabilmektedir. Oysaki günümüzde tamamlayıcı tıp, konusunun uzmanı hekimlerce gerçekleştirilen, modern tıp yöntemleri ile beraber kullanılan uygulamaları içermektedir. Ancak bu tedavilerin Türkiye’de Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş uzman hekimler tarafından yapılması şarttır.
Tamamlayıcı tıbbın temelinde, hastaya ve hastalığa bütüncül yaklaşım vardır. Tıbba alternatif değildir. Birçok yöntemi Batı tıbbı içinde de yer alır, konvansiyonel tıp dediğimiz klasik tedavilerle birlikte uygulanabilir. Hastanın şikâyetini değil, tüm vücudu iyileştirmeye çalışır.
Hareketsizlik, teknolojinin gelişmesi, hazır gıda ve tekdüze beslenme, stres ve depresyonun artması gibi nedenlere, bütüncül yaklaşımdan uzak tedavi yaklaşımının da eşlik etmesi kronik hastalıkların artmasına neden olmuştur.
Tedavi adına yapılanlar ise hastalığın kaynağından ziyade görülen şikâyetlerin ortadan kaldırılması planlanmıştır. Bu durum ise gerçek hastalıkları geçici süre maskelemiş ve tedavilerine imkan vermemiştir.
Günümüz tıp yöntemleri ile birlikte sistematize edilmiş, araştırmalar ile etkinliği belirlenmiş tamamlayıcı tıp yöntemlerin bir bütünsel veya holistik bir yaklaşım ile sentez edilmesi sayesinde tedavi edilmeyecek hastalık yoktur.
İngiltere’ye göç etme serüveninizden biraz söz eder misiniz?
Aydın’da özel kliniğimizde dört beş yıl geçirdikten sonra tanı ve tedavi sürecine farklı yaklaşım tarzımız nedeniyle Türkiye’de bilinirliğimiz ve tanınırlığımız artmaya başladı. Bu dönemde özellikle yazları Türkiye dışından kliniğimize gelen hastaların sayısının çok arttığını gözlemledik. O dönemde Avrupa’da sağlık hizmetlerinin bu şekilde yetersiz olduğunu bilmiyordum. Hastalarımız arasında bizi Almanya’ya, Kanada’ya, Avustralya’ya ve başka ülkelere davet edenler oldu. Bu telkinler zaman içinde bizde bir farkındalık oluşturdu. Ardından Ankara Anlaşması’yla tanıştık. Başvurmaya karar verdik. Vizemiz de iki ayda çıktı. Böylece hayatımızda yeni bir sayfa açtık.
Buraya geldikten sonra ne gibi sıkıntılarla karşılaştınız? Denklikleri almanız zor oldu mu?
İngiltere’de sağlık alanında hekim olarak çalışmanız için öncelikle kayıtlı olmanız gerekiyor. Kayıtlı olmak için de İngilizce ve PLAB sınavlarına girmek ve geçmek gerekiyor. Bütün bu sınavları vermek en iyimser tahminle bir yıl sürüyor. Buna üç-dört yıl zaman ve para harcayan meslektaşlarımız var.
Ankara Anlaşmalı olarak aynı zamanda iş planımız çerçevesinde niteliklerimizin denkliklerini almak, sağlık merkezi açarak fatura kesmemiz ve vergi vermemiz gerekiyordu. Öncelikli olarak İngiltere’de aldığınız eğitim ve sahip bulunduğunuz niteliklerinizin karşılığının neler olduğunu, İngiltere eğitim sistemindeki karşılığını belirlemek ve belgelemek gerekiyor.
Bu amaçla başvurulması gereken kurum UK NARIC. Başvuru sonrasında İngiltere’de doktora eğitimini tamamlamış akademik bir seviyeye sahip olduğumu belgelediler. Tıp fakültesi mezunu olduğumu ve uzmanlık alanımı teyit ettiler. Ayrıca “kurum olarak doçentlik ve profesörlük akademik titri değerlendiremiyoruz” dediler. Bu durum kendimi NARIC üstü olduğumu hissettirdi. NARIC belgesinin faydası resmi kurumlar, üniversiteler, dernekler, sigorta şirketleri vb. başvurularınızı kabul ettiren bir belge niteliğini taşımasıdır. Tabii bu belgeleme hekimler için mesleklerini yapma iznini vermiyor.
Ardından ilgi saham olan dernekler, odalar ve eğitim merkezlerine üye oldum, kurslarına gittim. Çoğu denkliklerimi ve sertifikalarımı onayladı. Bazıları beni yeniden sınava tabii tuttular. Sınavı geçtikten sonra üyeliğimi onaylayarak üye numarası verdiler. Bu faaliyetlerin önemi, sağlık alanında mesleğinizi icra edecekseniz çalışma ruhsatı alma ve sigortalama sürecinde gerekli olmasından kaynaklanıyor. Bu vesile ile bir yıldan az bir sürede yirmiden fazla sertifikayı tekrar aldım, bir o kadar da meslek odasına üye oldum.
07555 582140
6 High Road, Wood Green, London N22 6BX Wood Green
http://www.profdrtaneraydin.com
Röportajın ikinci bölümü için tıklayınız