…Evet, ABD bir müttefikimiz, uzun vadeli müttefikimiz ama aynı zamanda uzun zamandır bizi kaçıran bir müttefikimiz.
Rusya’yı Avrupa’dan çıkarmak kesinlikle geniş kapsamlı bir stratejik hata olabilir. Dostumuzun düşmanı mutlaka bizim düşmanımız mı?
Rusya ABD’nin düşmanıdır, öyleyse Avrupa’nın düşmanı mı olmalı? Avrupa’nın kendi yeni güven ve güvenlik mimarisini inşa etmemiz gerekiyor çünkü Rusya ile ilişkileri gevşetmezsek kıtada barış olmayacak.”
Söylediğim gibi yazı hayli uzun. Yazının içeriğinde Avrupa ve Asya’nın entegrasyonunda bazı hatalar yaptıklarının ifşası, İpek Yolu’na dahil olma planları gibi bir sürü not var.
Öncelikle, bana göre “Siyasi tasavvur çok önemlidir. Güçlü birleştirici çağrışımlara sahiptir ve daha fazla politik ilhama yol açabilir. Özellikle yükselen ülkelerin siyasi hayal gücü bugün Avrupalılarınkinden çok daha fazla, tüm bunlar beni derinden şok etti” sözleriyle Türkiye’ye atıf yapıldığı açık.
Bunun haricinde okuduklarımdan anladıklarım;
-Batı artık eski gücünü kaybetti.
-Batının politikaları iflas etti. -Avrupa, Amerika’nın kuyruğuna takılırsa yenilgi kaçınılmaz.
-Rusya Avrupa’nın parçası olmalı.
-Amerika Rusya savaşında tarafımız Rusya olmalı.
-İpek Yolu’nun parçası olmalıyız.
-Batının kültürünü empoze edemeyiz.
-Kültürel değerlerini koruyan milletler daha başarılı oluyor.
-Gelişmekte olan ülkelerin siyasi hayal gücünden korkuluyor.
Görüldüğü üzere artık Batı, dayatma demokrasi anlayışının çöktüğünün, Doğu’nun yükselişinin farkında ancak bizdeki Batı hayranları, Batıya şirin görünmek, Batı kültürüyle hemhal olmak adına kendi kimliklerini reddetmekten çekinmediği gibi, gerek Lüzinyanlık, gerekse Kıbrıslılık basarak kendini oraya yamamaya çalışıyor.
Olur , Macron’un söyledikleri ışığında -ki, bunu öngörmeyen yok-Batı eski gücünü ve popülaritesini kaybettiğinde, kimliğini satanların durumu ne olur diye sorarsanız, Kıbrıs’ın kadim ameli “linobambakilik” derim.
Adam, “biz bittik” diyor; Biz, medeniyetler ittifakı, AB üyeliği, küreselleşme, federasyon, Kıbrıslılık vs. vs… Adam, kültürüne sarılan, kimliğini koruyan ülkeler güçleniyor diyor, biz, içinde Türk geçen her şeye nefret, Batılı her şeye koşulsuz teslimiyet…
Tamam anladım genetik bilimine inanmıyor, Türklüğünü reddediyorsun.
-Ki hiç Kıbrıslılık coğrafi bir terimdir tartışmalarına girmeyeceğim, Türk değilim diyorsan değilsindir.
– Ben esasen “şiddetle inkâr” meselesinin aslını senden duymak istiyorum.
“Dünyalıyız” zırvalarına girmeden anlat ama…
Başkalarının eteğine yapışarak tarihin çöplüğüne yuvarlanmadan…
(Bilmeyene özet not: Linobambaki, vergi vereceğinde “Türküm”, askere çağrıldığında “Rumum” diyen bir grup.)