Day-Mer, bir açıklama yaparak, Twitter ve Yotube’un kapatılmasını eleştirdi. Derneğin yönetim kurulu tarafından yapılan açıklamada, 2001’den bu yana tek başına iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin gelinin aşamada kazanılmış temel hak ve özgürlükleri tehdit eder hale geldiği savunuldu.
“Erdoğan’ın sosyal medya yasağı korkunun ifadesidir” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “ Yıllardır Kürtlere, Alevilere ve emekçilere yönelik ekonomik, sosyal ve siyasal saldırılar düzenleyen AKP Hükümeti, bu saldırılarını geçtiğimiz yıl Gezi direnişi sırasında doruk noktasına ulaştırmış, 8 gencin ölümüne yol açmıştı.
Sokaktaki toplumsal harekete karşı alabildiğince tahammülsüzleşen Başbakan Erdoğan, şimdi bu saldırısına sosyal medyada yönelik sansürlerle devam ediyor. Erdoğan’ın 20 Mart’ta verdiği emir üzerine Twitter yasaklandı. Bu yasak Ankara 15. İdari Mahkemesi tarafından hukuka aykırı bulunduğu halde bu kez de video paylaşım sitesi Youtube’ye yasak getirildi. Sırada Facebook’un olduğu ifade ediliyor”Day-Mer’in açıklaması şöyle: “Erdoğan’ın sosyal medyaya yönelik yaptığı saldırılar elbette boşuna değildir. 17 Aralık’ta ortaya çıkan rüşvet ve yolsuzluk skandalının ardından, sosyal medya üzerinden yayınlanan ses kayıtları Erdoğan, kabine üyeleri ve ailesi hakkında yolsuzluklarla bağlantısını ayrıntılı şekilde ortaya koydu. En son Türkiye devletinin Suriye’ye yönelik uydurma gerekçelerle savaş hazırlıkları yaptığı da yine sosyal medya üzerinden yayıldı.
Bütün bunlar Erdoğan ve partisinin sosyal medyaya, içine düştüğü korku ve panik nedeniyle saldırdığını, sansürlediğini ortaya koyuyor. Sosyal medyaya ulaşımı engellemekle yeni bilgilerin ortaya çıkması engellenmek isteniyor. Bunu yaparken, en temel haklardan biri olan bilgi edinme ve paylaşım hakkı ayaklar altına alınıyor. Bu nedenle ortadaki basit bir hukuk ihlalinden ziyade, iletişim ve bilgi edinme gibi en önemli insan hakkına yönelik bir saldırı söz konusudur. Dolayısıyla AB ile üyelik müzakereleri sürdüren Türkiye’de söz ve basın özgürlüğünden söz etmek mümkün değildir. Ortada giderek daha fazla otoriterleşen bir lider ve parti bulunuyor.
Bu otoriterleşme çabalarını İngiltere’de yaşayan biz Türkiye kökenli göçmenler endişeyle karşılıyoruz. Bu nedenle; İngiltere’deki kamuoyunun, basının ve siyasetçilerin Erdoğan’ın kurmak istediği otoriter rejime karşı çıkmaya, Türkiye’deki halkların, emekçilerin ve demokratik güçlerin vermiş olduğu mücadeleyle dayanışma içinde olmaya çağırıyoruz”