Basit ve ucuz yöntem, hastalık riskinin 15 yıl öncesinden tespit edilmesini sağlayabilir
Alzheimer hastalığının kan testleriyle mevcut pahalı ve acı verici yöntemler kadar iyi ve daha hızlı tespit edilebilmesi hedefleniyor.
The Daily Telegraph gazetesinin haberine göre, yapılan araştırmalar sonucunda bir kan testinin, Alzheimer hastalığını belirtiler ortaya çıkmadan 10-15 yıl öncesine kadar tespit edebileceği ortaya çıktı.
Uzmanlar, erken teşhisle hastalığın ilerlemesini yavaşlatan tedavilerden fayda sağlanılabileceğini söylüyor.
Yapılan bir çalışmada, kandaki “p-tau217” proteini seviyesini ölçmenin mevcut teşhis yöntemlerine göre daha ucuz ve daha kolay olmasının yanında, en az onlar kadar da isabetli sonuç verdiği görüldü.
Jama Neurology dergisinde yayınlanan çalışmada, “p-tau217” proteininin, beyinde Alzheimer hastalığına bağlı olarak oluşan değişimler açısından bilinen bir gösterge olduğu açıklandı.
The Guardian’ın haberine göre, daha önce yapılan çalışmalar da bu proteinin, Alzheimer’ı, beyindeki nöron kaybıyla ilişkili diğer hastalıklardan ayırt etmek için kullanılabileceğini göstermişti.
Ancak, bu proteinin kandaki seviyesini ölçen kan testlerine klinik ve araştırma kullanımı açısından sınırlı erişim olduğu belirtiliyor.
Çalışmayı yürüten araştırmacıların da erişimi arttırmak amacıyla halihazırda piyasada bulunan ve “ALZpath” denilen kan testini değerlendirdiği ifade ediliyor. “ALZpath” üreticilerinin, testin bu yıl klinik ve araştırma kullanımına başlanılması için Birleşik Krallık’taki laboratuvarlarla görüşme halinde olduğu aktarıldı.
The Guardian’ın haberine göre, test için yapılan ve 786 kişinin dahil edildiği araştırma, ABD, Kanada ve İspanya’daki farklı deneylerin analizlerini içeriyor.
Araştırmaya hem bilişsel bozukluğu bulunan hem de bulunmayan kişilerin dahil edildiği belirtiliyor.
Deneylerde, tau proteini belirtilerini saptamak için hastalara omurilikten sıvı alınan bel ponksiyonu veya PET tomografisi uygulanmıştı.
Araştırma ekibi, deneylerden elde edilen sonuçları, “ALZpath” kan testiyle elde edilen sonuçlarla karşılaştırdı.
Gothenburg Üniversitesi’nden, çalışmanın ilk yazarı Dr. Nicholas Ashton, özellikle de donenemab ve lecanemab adlı ilaçların Alzheimer hastalarındaki bilişsel gerilemeyi yavaşlattığını gösteren araştırmalar dikkate alındığında, eldeki sonuçların önemli olduğunu söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer yeni ilaçları alacaksanız, beyninizde amiloid olduğunu kanıtlamalısınız.
Dünyada ihtiyacı olan herkesin omuriliğinden sıvı almak ve beyin tomografisi çekmek imkansız.
Bu nedenle de kan testinin devasa bir potansiyeli var.” Ashton, kan testiyle hastalığın Alzheimer değil de başka bir demans türü olduğunu görmenin de mümkün olabileceğini ve böylelikle hastanın tedavisinin ona göre yönlendirilebileceğini söylüyor.
Alzheimer’s Society’den Dr. Richard Oakley de yürütülen çalışmanın doğru yöne atılmış bir adım olduğunu ifade etti ve açıklamalarına şöyle devam etti:
“Çalışma, kan testlerinin de beyinde Alzheimer hastalığı özellikleri olup olmadığını öngörme konusunda en az daha invazif ve pahalı testler kadar isabetli sonuç verebileceğini gösteriyor.
“Dahası, bu çalışma, kan testlerinin sonuçlarının, Alzheimer hastalığı bulunan kişiler için daha fazla inceleme gerektirmeyecek kadar net olduğunu da ortaya koydu. Bu da gelecekte teşhis sürecini önemli derecede hızlandırabilir.
“Yine de bu kan testlerinin Alzheimer ile yaşayan herkes açısından ne kadar etkili olabileceğini anlamak için, farklı toplulukları içeren daha fazla araştırma görmeliyiz.”



ENFIELD
HACKNEY
HARINGEY
ISLINGTON










