Uzmanlar, bundan otuz yıl önce yoksul ülkelerdeki pek çok kişinin açlıktan zayıflayıp hayatnı kaybederken artık aşırı kilo nedeniyle sağlık sorunları yaşayabilme ihtimalinin daha yüksek olduğunu söylüyor.
1.500 bilim insanının katılımıyla Imperial College London tarafından yürütülen son araştırmada dünya çapında 220 milyon insandan 2022 yılına kadar alınan ölçümler kullanıldı.
Araştırma yazarlarından Profesör Majid Ezzati şunları söyledi: “1990’da dünyanın büyük bölümünde yetişkinler arasında görülen obezite salgınının artık okul çağındaki çocuklara ve ergenlere de yansıması çok endişe verici.
Aynı zamanda bir yandan da yüz milyonlarca insan hâlâ yetersiz beslenmeden etkileniyor. Yetersiz beslenmenin her iki biçimiyle de mücadele etmemiz gerekiyor.”
Profesör Ezzati, 1990’da her 10 İngilizden yalnızca birinin obez olduğunu, ancak şu anda bu oranın 10 kişiden üçü civarında olduğunu belirtti.
Araştırmaya göre obezite sorununda önemli artış yaşayan bir diğer ülke de Hindistan…
Ülkede obezite 90’lardan bu yana on kat arttı. Birleşik Krallık’ta da çocukluk çağı obezitesi iki kattan fazla artarak yüzde 4’ten yüzde 10 ila 12 arasına çıktı.
Dünya Sağlık Örgütü Beslenme Başkanı Dr. Francesco Branca şunları söyledi:
“Yetersiz beslenen insanlar bulaşıcı hastalıklara karşı daha duyarlıdır ancak obezite tip 2 diyabet ve kalp hastalıklarına neden olabilir, kemik sağlığını ve üremeyi etkileyebilir ve bazı kanser türlerinin riskini artırabilir.
Temel olarak vücuttaki her sistemi etkiliyor ve aynı zamanda yaşam kalitesini de etkiliyor.
İspanya ve Fransa’da kadınlarda obezitenin azaldığına ve Batı Avrupa’da salgının yavaşladığına dair iyi haberler var.”
Profesör Ezzati şunları ekledi: “Obezite oranını aynı tutmak yeterli değil. Bunu azaltmamız gerekiyor.” NHS İngiltere’den Profesör Simon Kenny ise şunları söyledi:
“Bu rakamlar endişe verici. Obezite, insanın tüm organ sistemini etkilediğinden, genç yaşta bir çocuğun hayatı üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir ve daha kısa ve mutsuz yaşamlara neden olabilir.”
Profesör Kenny, sorunla mücadelede tek bir kurumun yeterli olmadığına dikkat çekerek sözlerine şu şekilde devam etti:
“NHS bu sorunu tek başına çözemez ve eğer gelecekte sağlık konusunda saatli bir bombanın oluşmasını önlemek istiyorsak endüstrinin ve toplumun ortak hareket etmesi gerekiyor.”