Southport’ta kısa bir süre önce meydana gelen toplu bıçaklama olayına ilişkin yanlış bilgilendirmenin tetiklediği şiddetli protestoların ardından Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, sosyal medya şirketlerine internette şiddetin kışkırtılmasını önlemedeki rolleri konusunda sert bir uyarıda bulundu.
17 yaşında bir çocuk olan şüpheli, yaz dans kursuna katılan üç genç kızı öldürmekle suçlandı. Zanlının göçmen olduğu yönündeki yanlış söylem, Southport’ta toplanan göçmen karşıtı protestocuların polise ve bir camiye saldırmasına neden oldu.
Başbakan düzenlediği basın toplantısında internette kışkırtma konusuna da değinerek şunları söyledi: “Büyük sosyal medya şirketlerine ve onları yönetenlere de şunu söylemek isterim ki, internette açıkça şiddet içeren kargaşa yaratılıyor: bu da bir suçtur. Bu sizin tesislerinizde gerçekleşiyor ve yasalar her yerde uygulanmalıdır.”
Bir kampanya grubu olan Hope Not Hate, ayaklanmaların özellikle aşırı sağcı çevrimiçi hesaplar tarafından yayılan “yanlış bilgi kar fırtınası” sonrasında meydana geldiğini bildirdi. Şüpheli Axel Rudakubana’nın yaşı nedeniyle başlangıçta ismi verilmemiş olsa da, bir yargıç daha sonra medyanın kendisini teşhis etmesine izin verdi.
Bu örneklerden birinde internet fenomeni Andrew Tate, yanlışlıkla farklı bir kişinin fotoğrafını paylaşarak saldırganın o olduğunu iddia etti.
Buna ek olarak, Channel 4 tarafından yapılan bir analiz, saldırganın sözde dini geçmişini tartışan sosyal medya trafiğinin neredeyse yarısının ABD kaynaklı olduğunu ortaya koydu. Polis, bıçaklama olayının terörle bağlantılı bir olay olarak ele alınmadığını açıkladı ve devam eden soruşturma sırasında spekülasyon yapılmasını engelledi.
Reform Partisi lideri Nigel Farage, olayla ilgili gerçeklerin gizlenebileceğini öne sürdüğü için eleştirilere maruz kalırken, Farage internette yaygınlaşan komplo teorilerinin ortasında “nazik sorular” sorduğunu savundu. Başbakan Starmer, Farage’ın açıklamaları hakkında yorum yapmaktan kaçındı ve bunun yerine olayların kurbanların aileleri ve polis üzerindeki etkisine odaklandı.
Starmer ayrıca herhangi bir yanlış bilginin adil bir yargılamanın yürütülmesini engelleyebileceği ve nihai maliyetin adalet arayan kurbanlar ve aileleri tarafından karşılanacağı konusunda uyarıda bulundu.