Derman Genel Müdürü Nursel Taş, “Toplumun Derman’a bağışlarıyla sahip çıkması, resmi kurumlarda Derman’a olan ihtiyacını dillendirmesi gerekiyor” dedi.
Taş, Derman’ın topluma sunduğu hizmetleri şöyle anlattı: “Aile doktorlarında tercümanlık ve danışmanlık hizmeti veriyoruz. Ruh sağlığı konusunda ‘konuşmayla terapi servisi’nde teke teke hizmet sunuyoruz. Aile doktorlarının yönlendirdiği yaklaşık 400 toplum üyesi bu hizmetten yararlanıyor. Ruh sağlığı hizmeti içinde ebru çalışmasından el işi atölye çalışmalarına hizmetlerimiz var. İnsanların ruhsal problemlerinden uzaklaşmaları, izole yaşamlarını kırmaları ve onları kendilerine özgüvenli hale getirmek için çaba gösteriyoruz. Panik atak sorunu olanların hastalıkla başedebilmeleri için nefes alma teknikleri üzerine çalışıyoruz. Kumar bağımlıları ve yakınlarına terapi servisimiz var. Ayrıca sosyal haklar danışmanlık hizmetiyle sosyal hakları öğretmenin yanısıra haklardan yararlanmaları için form doldurmak gibi destek de veriyoruz.”
“Hizmet verdiğimiz kesimin yüzde 90’ı Hackney’de yaşayanlar diyebiliriz. Bunların da yüzde 62’si Kürt, lüzde 32’si Türk ve yüzde 6’sı Kıbrıslı Türk ve diğer doğu Avrupalı’lar… Hizmet verdiklerimizin çoğu aile hekimlerin yönlendirdikleri. Ne yazık ki bizde de bekleme sırası var.”
“Derman’da tam zamanlı olmayanlar da dahil 20 çalışanımız var” diyen Taş, Derman’ın hizmetinden yararlananlarla ilgili şunları söyledi: Taş, Derman’ın tek gelirinin Sağlık Bakanlığı ve belediye ödenekleri olduğunu belirterek, “Ne yazık ki direk ödenek yerine, ‘taşeron’ firma havuzda biriken kaynağı başvuruya göre dağıtır oldu. Krizin başladığı 2008’den beri uygulanan bu yöntem hizmetlerimizi aksatır oldu. Kadınlara şiddete yönelik 5 yıllık bir servisimiz vardı. Ne yazık ki geçen yıl durdurduk” dedi.
“Derman toplumdan bağış kabul ediyor mu” sorumuzu da Taş şöyle yanıtladı: “Bir kaç yıl önce finans sorununu aşmak için THY de dahil toplumdaki iş dünyasına mektuplar gönderdik. Cevap alamadık. Bizim gibi vakıflar yardım ve toplum üyelerinin mal varlıklarını bağışlamasıyla ayakta kalabiliyor. Toplum Derman’a desteğini göstererek sahip çıkmalı. Servisi kullananların Sağlık Bakanlığı ve belediyede ihtiyaçlarını dillendirmeleri de çok önemli bir destek sayılır.” “Beni endişelendiren bir diğer olgu da nüfusumuzun kayıtlarda görünmemesi” diyen Taş, şöyle devam etti: “Nüfusun saptanması için sorulan anketlerde ‘Türkçe konuşan’ şıkkı yok. Hackney’in nüfusu yaklaşık 200 bin ve resmi rakamlarda Türkçe konuşanlar 10 bin olarak görünüyor. Oysa okullardaki Türkçe konuşan çocukların diğer çocuklara oranı yüzde 20 dolayında. Hackney’de en az 25-30 bin nüfusa sahip olduğunu söyleyebiliriz. İstatistiklerdeki nüfusa göre servislere kaynak ayrılırken, toplum da gerçek payını alamıyor.”
Taş, “Türkiyeli toplumun çeyrek asırlık olmasına karşın dil sorununun süre gittiğini vurgulayarak, “Ödenek veren kurumlar ‘bu kadar sürede dil sorunu olmamalı’ diyorlar. Tabii gerçekte durum böyle olmuyor. Yaşlıların İngilizce’yi öğrenmeleri öyle kolay değil. Üstelik ruhsal sorunlarını başka bir dilde anlatmaları da çok zor” dedi. Taş, toplumdaki intiharlara karşı Derman’ın yaptığı çalışmalarla ilgili de şu bilgiyi verdi: “Derman’ın 2006’daki araştırması; toplumda intihar eğiliminin çok yüksek olduğunu saptamış ve toplumu uyarmıştık. Bir kaç yıl sonra bir dizi intiharla toplum sarsıldı. 2008’de hepsi erkek ve hepsi 25-30 yaş grubu 10’a yakın genç intihar etti. İntihar düşüncesinin tek nedeninin olduğunu sanmıyorum. Bu sorunlar yumağı. Göçmenlik sorunlarının bu eğilimde ciddi payı olduğunu düşünüyorum.” İntihar eden toplum üyesi sayısı konusunda kesin rakam verebilmenin zor olduğunu belirten Taş, 2008’den sonra intihar olaylarının azaldığını da sözlerine ekledi. Taş, sorumuz üzerine de bizim toplumun en çok sağlık şikayetlerini ülke geneliyle şöyle kıyasladı: “Biz de en çok sırt, boyun, eklem ve diz ağrıları çok fazla.
Ağrıları, şeker hastalığı ve ruhsal proplemler takip ediyor. Ruhsal problemler arasında da en çok deprasyon ön sırada. Ağrının ülke genelinde de birincil olduğunu sanmıyorum. Ağrının bir diğer nedeni psikolojik rahatsızlıkların dışa vurumu da denilebilir. Ayrıca bazı eklem ve diz ağrılarının nedeni, ‘meslek hastalıkları’. Bunun nedeni de toplum üyesi işçilerin emek yoğun sektörlerden restoran ve tekstilde çok uzun saatler boyunca çalışması…”