‘Rojava’da Devrim’ adlı kitabın tanıtımı nedeniyle Londra’da bir etkinlik düzenlendi
Londra merkezli Centre for Kurdish Progress, yazarlarından Çevre Mühendisi Ercan Ayboğa ve çevirmeni yazar Janet Biehl’in katılımıyla SOAS’ta düzenlenen toplantıya çok sayıda davetli katıldı.
Pluto Yayınevi ve SOAS’ın Centre for Gender Studies ile ortak gerçekleştirilen toplantının moderatörlüğünü Profesör Nadje Al-Ali üstlendi. Al-Ali açılış konuşmasında programın Türkiye’de Halkların Demokrasi Partisi (HDP) eş başkanlarının ve 10’a yakın milletvekilinin gözaltına alınmasına denk geldiğini belirtti. Al-Ali Kürt hareketi için baltalayıcı olarak nitelendirdiği bu gelişmede bazı Avrupa ülkelerinin büyükelçilerini Türkiye’den çağırmayı düşünürken İngiltere Hükümetinin sessiz kalmasının üzücü olduğunu söyledi.
Janet Biehl İngilizce yayımlanan ‘Revolution ın Rojava’ kitabının devletsiz bir sistemi değerlendirğini belirterek Orta Doğu’da 20. Yüzyılın başlarında imzalanan Sykes-Picot anlaşması ile bu bölgede Fransa ve İngiltere tarafından bu coğrafyaya uymayan sınırlar çizildiğini hatırlattı. Biehl demokratik konfederalismin ana prensiplerinin etnik ve dini grupların bir arada yaşayabilmesi, ekolojik gelişim ve kadınların özgürleşmesi olduğunu iletti.
Biehl devletçi sistemlerin aksine kadın haklarının korunması, toplumsal çatışmalar gibi konularla enstitütüler ve tekçi yönetimin değil yerelden yukarıya yani halktan ortaya çıkan ve sadece halkın sözünün geçtiği komünlerin ilgilendiğini söyledi. Biehl kitabın Rojava’daki bu oluşumu en derin şekilde kaydettiğini söyleyerek sözlerine son verdi.Diğer konuşmacı yazar Ercan Ayboğa ise komünlerin işleyişini ve eğitimden, sağlığa, savunmadan hukuka toplumun nasıl şekillendiğini anlattı.
Savaşlar ve soykırımlarla uzun yıllar mücadele vermek zorunda kalan Kürtlerin Rojava’daki devrime gelişini irdeleyen Ayboğa milliyetçi devletlerden uzaklaşarak Kürtlerin demokratik bir toplum inşa ettiklerini söyledi. 19 Temmuz 2012’nin Devrimin bir başlangıç olduğunu vurgulayan Ayboğa komünlerin 30’dan 400’e kadar hanenin oluşturabildiğini ve mahalle konseyleri ile yerelden yukarıya bir sistemin olduğunu söyledi. Ayboğa komünlerin en yüksek kurum olan Batı Kürdistan Halk Konseyine bağlı olduğunu söyledi. Yazarların kitap üzerine konuşmalarının ardından dinleyicilerden yorum ve sorular alındı. Amerika Birleşik Devletlerinin böyle bir oluşuma nasıl baktığı gibi soruları yanıtlayan konuşmacılar en az yüzyıldır istikrarsız yönetimler ve savaşlarla mücadele eden Kürtlerin böyle bir devrimi gerçekleştirmiş olmasının her olumsuzluğa rağmen umut verici olduğunu söylediler.
Centre for Kurdish Progress yetkilileri Kürt halklarını ilgilendiren her türlü görüş ve gelişmeyi değerlendirecek programlar yapmaya devam edeceklerini belirttiler.