Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından, “Diyanetin MİT gibi çalıştığına” ilişkin iddialarının yer aldığı haberlerin gerçekliğinin bulunmadığı bildirildi.
Diyanet İşleri Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, Diyanet’in yaklaşık 40 yıldır Avrupa’da ilgili ülkelerin anayasasına ve kanunlarına göre kurulan sivil toplum kuruluşlarının din görevlisi talebini karşıladığı belirtildi.
Diyanetin açıklaması şöyle: “Diyanet İşleri Başkanlığı Avrupa’da ilgili ülkelerin anayasasına ve kanunlarına göre kurulan sivil toplum kuruluşlarının din görevlisi talebini yaklaşık 40 yıldır karşılamaktadır. Bugüne kadar hizmet yürütülen bu ülkelerde özgün bir model ortaya konmuş ve herhangi bir sorunyaşanmamıştır. Diyanet İşleri Başkanlığının ortaya koyduğu din hizmetleri toplumlarda şiddeti değil, her zaman barışı, güveni ve huzuru esas almıştır.
Son yıllarda özellikle Batı’da aşırı sağ fikirlerin, yabancı düşmanlığı ve İslamofobik temayüllerin artması ile birlikte söz konusu din hizmetlerine yönelik bazı ön yargılı kuşkuların sürekli gündemde tutulduğu bilinmektedir. Halbuki dünyanın büyük bir şiddet sarmalından geçtiği bugünlerde Diyanet İşleri Başkanlığının sunduğu din hizmetlerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç bulunduğu açıktır.
Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın dini vecibelerini ifa etmelerini kolaylaştırmak amacıyla yurtdışında görevlendirilen din görevlilerimizin, görev tanımının dışında herhangi bir faaliyetle iştigal etmeleri söz konusu değildir. Bu ve benzer hususlarda ortaya çıkabilecek gayr-i hukuki ve gayr-i ahlaki durumların, Başkanlığımızca inceleme ve değerlendirmeye alınacağından hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır.
ALMANYA’DA BİR KİŞİ TUTUKLANDI
Almanya’da 31 yaşındaki bir kişinin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) adına Kürtlere karşı ajanlık yaptığı iddiasıyla yakalandı. Federal Savcılık, söz konusu kişinin perşembe günü, Hamburg’ta, Türk Milli İstihbarat Teşkilatı’nın emri üzerine Almanya’da yaşayan Kürtler ve Kürt kurumları ile ilgili bilgi topladığı gerekçesi ile tutuklandığını açıkladı.
Savcılık tutuklanan kişinin Kürtlerin nerede ikamet ettiği, kimlerle görüştüğü, hangi siyasi eylemlere katıldığı gibi bilgiler topladığı, bu bilgileri MİT’e ilettiğini öne sürdü.