BBC’nin müzik listelerine giren, müzik dergilerinin öve öve bitiremediği Nilüfer Yanya, küçük bir konser vermek üzere 27 Ocak’ta Salon İKSV’de sahneye çıkacak
Müzik dergilerinde, BBC’nin en iyi listelerinde adı parıldamaya başladı. Babası Türk, annesi İngiliz olan 21 yaşındaki Yanya’yı kimi Nina Simone’a kimi de King Krule’un kadın haline benzetiyor. Yanya, basının sorularını yanıtladı.
Biraz kendinizden söz eder misiniz?
Hakkınızda çok şey bilmiyoruz. Annem İngiliz, babam Türk. İngiltere’de doğup büyüdüm. Çocukken resimler yapar, sesimizi kayderdik. 6 yaşımdayken piyano çalmayı öğrenerek müziğe başladım. Daha 10 yaşımdayken aklımda gizli planlar dönüp duruyordu, şarkılarımı yazıp söyleyecektim!
Hayalleriniz neler?
Müzik yapmaya devam etmek, sağlam klipler çekmek ve daha fazla sahne almak. Umarım iyi bir albüm çıkarırım.
En sevdiğiniz şarkıcılar kim ve onların hangi yönlerinden esinleniyorsunuz?
Nina Simone ve Jeff Buckley. Onlar bu işi nasıl yapmam gerektiği hakkında fikirler verdi. İkisinden çıkardığım ders; sadece kendin ol… Hızla yayılan bir popülerliğiniz var… Müziğim hakkında bir şeyler yazıldığını görmek çok cool. Yaratıcı işler üreterek insanların saygısını kazanmalıyım.
Müzik sektörüne girdiğinizden bu yana neler fark ettiniz?
Müzik endüstrisinde sadece yetenekli olmak başarılı olmak için yeterli değil. İnsanların müziğinizi nasıl algıladıklarını kontrol etmeli. Tüm yönleriyle; parçalar, fotoğraflar, klipler ve imgeler… Hepsi örtüşmezse başkaları sizin kim olduğunuzu seçmeye kalkışır.
Türkiye’den çok mu uzaklaştınız?
Hiç Türkiye’ye gitmedim, dilinizi öğrenemedim, çok üzülüyorum. Size cevap yazarken bile epey zorlandım. Ama bir gün kesinlikle akıcı ve çok iyi konuşacağım! Kendimi asla Türkiye’den çok uzak görmedim, açıklayamadığım derin bir bağ hep oldu.
Türkiye hakkında neler düşünüyorsun ?
Türkiye hakkında çok şey bilmediğimden bazen çok üzülüyorum. Ne müzik hakkında ne de başka bir konu hakkında gerçek bir görüşüm bile yok… Bu berbat. Bu konser bir tür kavuşma, kendi kültürümü keşfetmek için ilk adım olabilir. Türkiye ile olan bağım keşfedilmeyi bekliyor. Belki Türkiye’de doğmuş ve yaşamış olsaydım daha farklı bir tarzım olurdu, kimbilir…