1821 yılında Moskova’da doğan ünlü Rus yazar Fyodor Dostoyevski, St. Petersburg’daki evinde 28 Ocak 1881’de hayata veda etti.
Bugün Dostoyevski Müzesi olarak dünyanın dört bir yanından ziyaretçiye açık olan evin dört bir köşesinde çaykolik ve sigara tiryakisi yazarın hayatına dokunabilirsiniz.
Rus Çarı Deli Petro’nun 300 yıl önce bataklığa kurduğu ve günümüzde rüya şehirlerden biri olan St. Petersburg sayısız yazar ve sanatçıya ev sahipliği yaptı.
Onlardan biri de şehrin adını Beyaz Geceler ve Petersburg Düşleri kitaplarıyla dünyaya duyuran Fyodor Dostoyevski. Burada, 19. yüzyılda dünya edebiyatına damga vuran Rus yazarın Suç ve Ceza romanının izleri de görülüyor.
Yazar, ziyaretçilerini beyaz kapılı evin girişinde bastonu ve ünlü şapkasıyla karşılıyor. Evdeki ilk oda çocukları Luibov ve Fyodor’a ait. ‘Çaykolik’ Dostoyevski her gün yemek odasında özel demli çayını kendisi hazırlıyordu. En iyi çayı kendisinin yaptığını düşünen Dostoyevski’nin bu konudaki özlü sözü de müzedeki kupada yazılı.
Yeraltından Notlar kitabında geçen sözü ise şöyle: “Beni kıyametin kopmasıyla çaysız kalmam arasında bir seçime zorlasalar, dünyanın batmasını umursamaz, çayımdan vazgeçmeyeceğimi haykırırdım.”
Eşi Anna, yazarın yazılarını düzelterek, kitaplarının basımı ve dağıtımıyla ilgilendi. Evde Dostoyevski’nin şaheserlerinin ilk haline dokunmak da mümkün. Yazar, Karamazov Kardeşler romanını ve Puşkin Konuşması’nı bu evde kaleme aldı.
Duvarına portresini astığı Puşkin’i dünya görüşü ve eserlerinin hocası olarak görüyordu.
Dostoyevski sigara tiryakisiydi. Doktorlar akciğer yetmezliğinden dolayı içmesini yasaklamıştı.
Kızı, el yazısıyla onun sigara paketinin üzerine “28 Ocak 1881, babam bugün öldü” yazdı. Evdeki saat o anda durduruldu ve bir daha da hiç çalıştırılmadı.