Ipsos Mori tarafından King’s College için yapılan bir araştırma yayınlandı. Araştırma, koronavirüs hakkındaki asılsız haberlerin ve hatalı bilgilerin nasıl yayıldığını ve yayılma nedenlerini ortaya koyuyor.
Asılsız iddialar ve hatalı bilgiler bir çok gerçek sonucu olabiliyor. Geçtiğimiz dönemde 5G kulelerini ateşe veren insanlar görmüştük. Bilim insanları ise 5G’nin herhangi bir sağlık sorununa neden olmadığını belirtmişti. Ancak hâlâ bazı insanların buna inanmadığı ortaya çıktı. Araştırma, Britanyalıların koronavirüs haberlerini nasıl ele aldığına odaklandı. Mayıs ayında hastalığın laboratuvarda üretildiğine inananların oranı %30 oldu. Bu oran Nisan’da %25’ti. Virüs ile 5G’yi ilişkilendirenlerin oranı ise %8 oldu. İnsanların bir kısmı ise virüsün varlığına inanmıyor.
Araştırmanın sonuçlarına göre, 5G ile pandeminin ilişkili olduğunu düşünenlerin %60’ı haberleri YouTube’dan alıyor. Bu oran, iddiaya inanmayanlarda ise yalnızca %14’te kalıyor. Haberleri Facebook’tan %56’lık bir kısım ise koronavirüse dair herhangi bir kanıt olmadığını ifade ediyor. Benzer bir araştırma da Psychological Medicine dergisinde yayınlandı. Bu araştırma da sosyal medya kullanımı ve asılsız bilgilere inanma arasında güçlü bir ilişki olduğunu ortaya koydu. 2254 Birleşik Krallık vatandaşı ile yapılan araştırma, hastalığın yayılımında da bu durumun etkili olduğunu gösterdi.
Araştırmaya göre bilgilerini YouTube’dan alanların %58’i, hastalık belirtileri olmasına rağmen sokağa çıktı. Bu oran, haberleri sosyal medyadan almayan kişilerde ise %16’da kaldı. Ayrıca haber kaynağı Facebook olanların ziyaretçi kabul etme oranı da daha yüksek oldu. King’s College London’dan Daniel Allington, pandemi sürecinde sosyal medyada pek çok yanlış yönlendiren ve yalan haber yer almasının şaşırtıcı olmadığını söyledi. Hem YouTube hem de Facebook ise belli türdeki içerikleri kaldırmak ve doğru bilgilere erişimi kolaylaştırmak için çalışmalar yapıyor.