İngiltere’deki iş piyasasının canlanmasına rağmen, çalışma ekonomisi danışmanlarına göre, son istihdam artışının üçte ikisini ‘self employed’ (kendi işinde çalışan) kişiler oluşturmakta.
Brexit konusundaki belirsizliklerin uzun süredir devam etmesiyle birçok işveren, uzun dönemli personel yerine ‘self employed’ olarak çalışanlara iş vermeyi tercih ediyor.
Bunun yanında, işverenler ayrıca mevcut personellerinin maaşlarında artışa gitmeye de devam etmekte. Yayınlanan resmi verilere göre, geçen kasım ayında haftalık maaşlar ortalama olarak yüzde 3,4 oranında artış gösterdi.
Bu artışın, Temmuz 2008’den bu yana görülen en büyük artış olduğu belirtiliyor. Primler dışarıda tutulduğunda ise haftalık maaşların yıllık olarak yüzde 3,3 oranında arttığı görülüyor. Böylelikle, maaş artışları enflasyon oranını oldukça geride bırakmış oldu. Enflasyon oranı geçen kasım ayında yüzde 2,3 seviyesine gerilemişti.
Primler de hesaba katıldığında maaş artışlarının yüzde 3,4’e çıkması, ortalama bir işçinin maaşının reel olarak yüzde 1,1 oranında artması anlamına geliyor. 2017 yılında ve 2018 yılının başlarında görülen düşüşün ardından reel maaşlarda yaşanan artış, iş grupları tarafından memnuniyetle karşılandı.
Buna rağmen, TUC (İşçi Sendikaları Kongresi), “son 200 yılın en uzun maaş sıkışıklığı dönemi” olarak yorumladığı geçen on yılın etkisini hala üzerinde hisseden işçilere bu artışın çok da fazla yardımcı olmayacağını söylüyor.
Ulusal İstatistik Ofisi (ONS) tarafından yayınlanan resmi veriler, kasım ayına kadar geçen üç aylık sürede 141 bin artarak 32,54 milyonluk rekor bir seviyeye ulaşan çalışan kişi sayısının artmaya devam ettiğini gösteriyor. Buna rağmen, bağımsız danışmanlık kuruluşu Jobs Economist’in yöneticisi John Philpott, istihdamda görülen son artışın üçte ikisini self employed olarak çalışanların oluşturduğunu ve eleman açıklarının son aylarda genel olarak bir değişim göstermediğini belirtti.
John Philpott, konuyla ilgili açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Bu durum, uzun süreli Brexit belirsizlikleriyle karşı karşıya olan bazı işverenlerin temkinli olduğunu ve şu an için eleman almak yerine self employed olarak çalışanlara iş vermeyi tercih ediyor olabileceklerini gösteriyor.”
Bunların yanında, işsizliğin azalması ve maaşların yükselmesiyle birlikte, İngiltere genelindeki ev kiralarının da son on yıldır ilk kez düştüğü görülüyor.
Guardian gazetesinin haberine göre, kira depozitolarını kontrol eden hükümet destekli Deposit Protection Scheme (DPS) tarafından yayınlanan veriler, ülke genelindeki kira fiyatlarının geçen yıl ortalama olarak yüzde 1,17 (£9) düştüğünü gösteriyor.
DPS ayrıca, ülke genelindeki ortalama bir kiracının 2018 yılında gelirinin yüzde 31’ini kira ödemek için kullandığını açıkladı.
Kira fiyatlarındaki düşüşe rağmen, Londralıların aylık maaşlarının ortalama olarak yüzde 41’inin kiraya gittiği belirtiliyor.
DPS için yıllık raporu hazırlayan Computershare Investor Services’den Julian Foster, konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Yaklaşık son on yılda ortalama yıllık kira fiyatlarının ilk kez düşmesi, İngiltere’deki kiracılar için iyi bir haber; özellikle de 2019 yılında maaşlar artmaya devam ederse.”
Buna rağmen, 2019 yılında kira fiyatlarının tekrardan artmaya başlaması bekleniyor.
Kiralamak için mortgage yoluyla satın alınan evlere daha yüksek vergiler uygulanmaya başlanmasıyla, ev sahiplerinin kaybettikleri parayı kiracılara yansıtacağı belirtiliyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan ev sahipleri, Avrupa Birliği vatandaşları tarafından gelen taleplerin azaldığını belirtiyor.
Açıklamalarda ayrıca, haziran ayında yürürlüğe girerek ‘letting fees’ olarak bilinen kiralama ücretlerini yasaklayacak olan yeni uygulama ve vergi değişiklikleri neticesinde kaybedilen parayı geri kazanmak için, 2019’da kiraların artması gerekeceği ifade ediliyor.
Ev sahipleri birliği olan Residential Landlords Association’dan John Stewart, kira fiyatlarının 2019 yılında ortalama olarak yüzde 2 oranında artabileceğini söyledi.