First Brands ve Tricolor iflasları, özel kredi piyasasının denetimsiz büyümesine ve bankacılık sistemi üzerindeki etkisine dikkat çekti
ABD’de iki özel kredi firmasının çökmesi, gölge bankacılık sektöründe zayıf denetim ve artan riskler konusunda endişeleri artırdı. Uzmanlar, özel kredi piyasasının şeffaflık eksikliği nedeniyle küresel finans sistemini tehdit edebileceği uyarısında bulunuyor.
ABD merkezli First Brands ve Tricolor adlı iki özel kredi şirketinin iflası, küresel finans dünyasında “özel kredi” sisteminin büyüyen etkisini ve risklerini yeniden gündeme taşıdı.
Bu çöküşler, geleneksel bankalarda milyarlarca dolarlık zarara neden olurken, özellikle ABD bölgesel bankalarının kırılganlığı konusunda kaygıları artırdı.
Özel kredi nedir?
Özel kredi (private credit), 1980’lerde işletmelere banka dışı krediler sağlamak amacıyla doğan bir finansal model olarak tanımlanıyor.
Bu sistemde krediler, bankalardaki mevduatlar yerine emeklilik fonları, sigorta şirketleri ve varlıklı yatırımcılardan toplanan sermaye ile finanse ediliyor.
2008 finans krizinin ardından bankalara getirilen sıkı sermaye ve denetim kuralları, bu yeni sektörün büyümesine zemin hazırladı.
Bankalar daha temkinli hale gelince, boşluğu özel kredi şirketleri doldurdu. Düşük faiz döneminde bankalardan ucuz borçlanan bu firmalar, trilyonlarca dolarlık bir kredi ağı kurdu.
Bugün özel kredi sektörü, yaklaşık 3 trilyon dolar büyüklüğe ulaştı. BlackRock’a göre bu rakamın 2030’a kadar 4,5 trilyon doları bulması bekleniyor.
Yine de bu, 188 trilyon dolarlık küresel banka varlıklarının yalnızca küçük bir bölümü. Ancak sektörün hızlı büyümesi, geleneksel bankaların da bu alana yatırım yapmasıyla riskleri artırıyor.
Denetimsiz büyüme endişesi
Uzmanlara göre özel kredi şirketlerinin başarısının ardında “düzenleme boşlukları” yatıyor. Bankaların aksine bu firmalar, sermaye tamponu oluşturmak, risk raporlamak veya kamuya açıklama yapmak zorunda değil.
Bu da kredileri daha hızlı, daha gevşek koşullarla verebilmelerini sağlıyor.
ABD bu sektörün merkezinde olduğu için, küresel denetleyiciler sistemin tam resmini görmekte zorlanıyor. Avrupa da benzer bir trend yaşıyor. Londra merkezli Intermediate Capital Group gibi dev fonlar, yalnızca 2024’te 50 milyar dolar büyüklüğünde özel kredi portföyü oluşturdu. ABD’deki Ares Management ise 116 milyar dolarlık fonla sektörün lideri konumunda.
Faydaları ve riskleri
Savunucular, özel kredinin şirketlere hızlı ve esnek finansman sağladığını, yatırımcılara ise daha yüksek getiri sunduğunu savunuyor.
Örneğin emeklilik fonları ve sigorta şirketleri, uzun vadeli yatırımlarda portföylerini çeşitlendirme imkânı buluyor.
Ancak eleştirmenler, şeffaflık eksikliğine dikkat çekiyor. Cambridge Üniversitesi Finans Profesörü Raghavendra Rau, “Bu şirketlerin elindeki varlıkların gerçek değeri bilinmiyor. İçeride ne olduğunu kimse göremiyor,” dedi.
JP Morgan CEO’su Jamie Dimon da uyararak, “Bir yerde bir sorun gördüğünüzde genellikle başka sorunlar da vardır. Herkes dikkatli olmalı,” ifadelerini kullandı.
İflas dalgası mı geliyor?
First Brands’in iflası, orta ölçekli yatırım bankası Jefferies’in bilançosunda 715 milyon dolarlık zarar oluşturdu. Tricolor adlı alt gelir grubuna yönelik otomobil kredisi sağlayan firma ise dolandırıcılık iddiaları nedeniyle çöktü; bu olay JP Morgan’a 170 milyon dolar kayıp yazdırdı.
Bu gelişmeler, özel kredi piyasasındaki gevşek kredi standartlarının, tıpkı 2008 krizinde olduğu gibi zincirleme etki yaratabileceği korkusunu doğurdu.
IMF ve merkez bankalarından uyarılar
The Guardian’da yer alan habere gore, Uluslararası Para Fonu (IMF), bu hafta yayımladığı raporda bankalar ile “banka dışı finans kuruluşları” (NBFI) arasındaki ilişkilerin finansal istikrar açısından risk oluşturduğunu belirtti. IMF Başkanı Kristalina Georgieva, bu konunun “geceleri uykusunu kaçırdığını” söyledi.
İngiltere Merkez Bankası (BoE) de veri eksikliğine dikkat çekerek, “Özel kredi piyasalarındaki riskleri izlemek için güvenilir veri bulmak giderek zorlaşıyor” uyarısında bulundu.
Tüketiciler risk altında mı?
Uzmanlara göre bireyler doğrudan etkilenmeyebilir; ancak özel kredi fonlarının büyük kısmı, emeklilik fonları ve sigorta şirketlerinin yatırımlarından geliyor. Bu da dolaylı olarak milyonlarca çalışanın emeklilik birikimlerinin bu sistemle bağlantılı olduğu anlamına geliyor.
İngiltere Maliye Bakanı Rachel Reeves, 17 büyük emeklilik fonunu önümüzdeki beş yılda 50 milyar sterlinlik özel yatırım fonuna, yani bu tür varlıklara yönlendirmeye ikna etmişti.
Ancak sektör genelinde iflaslar artarsa, bu durum geleneksel bankacılık sistemine de sıçrayabilir. İngiltere Merkez Bankası, özel krediyle finanse edilen borçlu şirketlerin temerrüde düşmesinin küresel finansal şoklara yol açabileceği uyarısında bulundu.
Yeni düzenleme mümkün mü?
Küresel ölçekte özel kredi piyasası ABD merkezli olduğu için, Donald Trump yönetiminin finansal düzenlemeleri gevşetme politikası, yeni denetim kurallarının getirilmesini zorlaştırıyor.
Aksine, bazı bankalar özel krediyle rekabet edebilmek için kendi üzerlerindeki sermaye yükümlülüklerinin hafifletilmesini talep ediyor.
Bu durum, küresel finans sisteminde “daha az düzenleme, daha fazla risk” tartışmasını yeniden alevlendirmiş durumda.