Britanya’nın AB’den ayrılmasıyla İngilizce ‘resmi dil’ statüsünü kaybedecek. AB kurumlarında en çok kullanılan dil olan İngilizcenin ‘ayrılışı’, kaos yaratırken ticaret ve eğitimi etkileyecek.
Almanca ve Fransızca şimdiden Brüksel’de etkisini artırdı. Britanya halkının, 23 Haziran’da düzenlenen referandumda Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılma kararı alması, birçok ekonomik ve sosyal etkinin yanı sıra İngilizce’nin AB içindeki geleceğini tehlikeye attı. Britanya’nın, AB ile müzakerelerin ardından Birlik’ten tamamen çıkmasıyla İngilizce’nin resmi dil olduğu AB ülkesi kalmayacak.
Brexit nedeniyle öfkeli olan bazı AB ülkeleri, İngilizce’nin resmi diller statüsünden derhal çıkarılması gerektiğini savunuyor. AB içindeki ülkelerin sadece bir resmi dil bildirme zorunluluğu bulunurken, İngilizce konuşulan Malta’nın 2004 yılında üye olduğu sırada resmi dilini Maltaca olarak bildirmesi nedeniyle, Brexit’in ardından AB’de resmi dili İngilizce olan başka bir ülke kalmayacak. AB’ye 1973 yılında üye olan İrlanda, kendi ulusal dili olan İrlandaca’yı (Gaelik) tercih etmişti.
İsveç, Finlandiya ve Avusturya gibi ülkelerin 1990’lar itibariyle AB’ye üye olmaya başlamasından önce Fransızca, AB’nin başat dili olarak biliniyordu. Yıllar içerisinde İngilizce AB’de egemen dil haline gelmişti.