Macmillan Kanser Destek Vakfı’nın hazırladığı bir rapora göre, İngiltere’de kanser hastalarının tanı konulduktan 10 yıl ya da daha fazla süreyle hayatta kalma oranı 1970’e göre iki kat arttı.
Bunda en büyük etkenlerin, hastalara daha etkili tedaviler uygulanması ve yeni tarama cihazları sayesinde daha hızlı teşhis konulması olduğu belirtiliyor.
Kanser hastalarına hayatın her alanında destek vermeyi amaçlayan Macmillan Vakfı’nın “Kanser: Geçmiş ve Şimdi” başlıklı raporunda tanı, tedavi ve hayatta kalma oranları incelendi.
Rapora göre, binlerce hasta sağ kalsa da kanser tedavisinin fiziksel, psikolojik ve finansal sonuçlarıyla yaşamak durumunda kalıyor. Özellikle 10 yıldan fazla süredir kanserle yaşamış ve artık çağdışı kalmış tedavi yöntemleriyle iyileşmiş olan kanser hastaları, tedavinin oldukça ciddi yan etkileriyle yaşamaya devam ediyor.
Macmillan Kanser Destek Vakfı, İngiltere’de kanseri yenen 625 bin insanın tedavilerden sonra depresyona girdiğini söylüyor.
Macmillan Kanser Destek Vakfı’ndan onkoloji uzmanı Profesör Jane Maher, “1970 ve 80’lerde kullanılan tedavi yöntemlerinin kalp krizi ve felç gibi önemli yan etkilerini artık daha az görüyoruz. Ancak bazı doktorların ‘ufak’ olduğunu düşündüğü yorgunluk ve kolostomi gibi problemler bir insanın yaşam kalitesini oldukça düşürebilir. Ne yazık ki şu anda yan etkisi olmayan bir kanser tedavisi yok” diyor.
Sağlık Bakanı Jeremy Hunt ise kanseri yenen hastaların sayısının artmasını “çok güzel bir haber” diye niteledi ve Macmillan Kanser Destek grubunun kanser tedavisinden sonra gereken yardımı alabilmeleri için geliştirdiği kişiye özel tedavi paketinin 2020 yılına kadar uygulamaya geçeceğini söyledi.