Geçtiğimiz hafta , 3 günlüğüne THY’nin davetlisi olarak İskoçya’daydım. Britanya’nın “Highlands “i olarak adlandırılan bölgenin başkenti Inverness yakınlarındaki Castle Stuart’da düzenlenen 4 günlük golf turnuvasında, THY’nin oynadığı hayati rolü gözlerimle gördüm, yaşadım. Ve THY’nin neden 3 yıl üst üste Avrupa’nın en iyi havayolu seçildiğini, uçaklarda yer bulamadığımızı daha iyi anladım.
Önce İskoçya’nın bu bölgesinden bahsetmek istiyorum. Londra ve çevresindeki düz , dağsız araziye alışık bizler için İskoçya, hele Highland , bizim Karadeniz’imiz gibi bol yeşillikli, dağlık bir bölge.. Ama aklınıza oradaki gibi ulu dağlar, tepeler gelmesin.
Inverness, Edinburgh’u andıran, daha küçük, derli toplu bir şehir. İngiltere’nin kuzeyinin iklimi çok daha sert, hırçın olduğundan mimari yapı da çok farklı. Buraya gelip de asırlardır efsanesi devam eden, ünlü Loch Ness ‘i görmeden buradan dönmek olmaz.
Ver elini Loch Ness.. Burası Inverness’e 20 dakika uzaklıkta. Göl, Great Glen’in bir kolu olarak kabul ediliyor. Çok geniş bir alanı kapsıyor. Boyu 37 km. 230 metrelik derinliği ile en derin ikinci göl. Moray Firth’e kadar uzanan tatlı su gölüne, çok sayıda nehir, çay açılıyor. Ve Britanya’nın en büyük tatlı su gölü olarak biliniyor.
Loch Ness’in en büyük özelliği ise 20’nci yüzyıl başlarında görüldüğü iddia edilen, ancak bilimsel olarak bugüne kadar kanıtlanamayan ünlü “ Loss Ness canavarı Nessie”. Bu canavarın 12-15 metre arasında, dev, dinozoru andırdığı hep tasvir olunsa da bugüne kadar kesin gören yok. Çekilen fotoğraflarının sahte olduğu sonradan ortaya çıkmasına rağmen canavar Nessie hala sihrini koruyor.
Nessie deyip geçmeyin. Kuzey İskoçya’nın bu bölgesine her yıl binlerce turisti çeken en büyük unsur. Loch Ness canavarı efsanesi beni bile etkilemiş ki, gölü görmeden, olmaz ya belki görünebilir beklentisiyle ben bile bu göle gittim. Bir tarafımızda Loch Ness, diğer yanımızda bol yeşillik, İskoçya’ya has büyük ve küçükbaş hayvanlarla göle varıyoruz. Hayallerimizi süsleyen bir minicik turistik köşe. Her yer çiçek. Ve Loch Ness hediyelikleri satan dükkânla dolu. Gölde bir saat süren turlar var. Saati geçirdiğimiz için göl turu alamıyoruz. Ancak bu ince, uzun gölü iyice görüp, Nessie’yi barındırdığı efsanesini taşıyan gölü seyrediyoruz.
Şatolar, malikaneler, nefis oteller… Birkaç gün gürültüden, sıcaktan kaçmak için ideal nokta… Ancak İskoçya da yanıyor. Sıcaklık 28 dereceyi bulmuş. Akşam saat 8’de bile hava güpegündüz aydınlık ve sıcak. Loch Ness’e veda edip, dönüyoruz.
Gelelim, gezimin asıl nedeni Golf Turnuvasına. İlk kez bir Golf turnuvasına gidiyorum ve bu sporla ilgili pek bir bilgim yok. Biraz çalışıyorum. Inverness’in golfun doğum yeri olduğu bilgisine ulaşıyorum. Zaten İskoçların da bununla gurur duyduğunu öğreniyorum.
156 golfçünün katıldığı, ülkenin en zor parkurlarından biri kabul edilen sahada “Aberdeen Asset Management Scottish Open European Tour” turnuvasında THY’nin nasıl bir tanıtım atağı yaptığına tanık oluyorum.
Avrupa’nın 3 yıldır üst üste en başarılı, en iyi havayolu seçilen THY, Londra Heathrow ve Gatwick, Manchester, Birmingham alanlarından sonra geçtiğimiz Mayıs ayında da Edinburgh’dan seferlerine başladı. Her gün karşılıklı yapılan seferlerle İskoçya-Türkiye köprüsü de kurulmuş oldu. Edinburgh’da yeni de olsa, THY İskoçya’da adını duyurmuş. Edinburgh Genel Müdürü Serhat Sarı ve Britanya Halkla İlişkiler Danışmanı Füsun İlkay, THY standına gelen golf meraklılarına, hem milli havayolumuzu tanıttılar, hem de Türk lokumu, fındık, ipad cover’dan, anahtarlığa, T-shirt’den kaleme zengin hediyelerle İskoçların gönlünü fethettiler.
Geleneksel renkli tartan etekleri, yün çorapları ile yüzlerinden kan fışkıran iri yarı İskoçlar, ikramlar karşısında adeta mest oldular.. Çocuklar ise ipad coverları ve model uçaklara bayıldılar.
Golf meraklısı İskoçların hemen hemen hepsi Antalya Belek’i yakından tanıyor. Çoğu oradaki golf sahalarında maç yapmış. Kimi İskoçya’dan THY seferlerinin yapıldığını biliyor. Kimi yeni öğreniyor. İlgi müthiş.
THY, İskoçya’daki bir golf turnuvasına ilk defa sponsor oluyor. Adını taşıyan panolar yemyeşil sahanın çeşitli parkurlarında. İstanbul’dan turnuva için gelen kabin görevlileri Pınar Demirel ve Elçin Çobanoğlu, lacivert üniformaları ile 4 gün boyunca binlerce golf severle konuşup, THY’nın bilet yarışması için tanıtım yaptılar. Son gün artık herkes THY’nin görevlilerini tanıyor, “İşte THY geliyor “ diyordu.
Son yıllarda spora yaptığı sponsorluklarla adından sık sık bahsettiren THY, İskoçya’da da golf turnuvasıyla amacına ulaştı.. Turnuva köyündeki standa gelen binlerce kişi, artık Türkiye’ye Edinburgh’tan THY ile uçacaklarını söyledi.. Hatta bazıları Glasgow ve Aberdeen’e bile sefer konması dileğini iletti.
THY, Golf turnuvasının her yerindeydi.. Hediyelikleri, tanıtımı, panolarıyla karış karış damgasını vurmuştu.İskoçya bölgesel yönetim başbakanı Alex Salmond’un standımızı ziyareti, ertesi günü yeniden THY ekibi ile birlikte oluşu görülmeye değerdi. Salmond, THY’nin İskoçya seferlerinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, THY’ye tam destek verdi, başarılar diledi.Golf turnuvasına sponsor olarak THY, özellikle golf sporuyla yakından ilgili iş, finans, ticari kurumlarda görevli yolculara yönelik müthiş bir hamle yaptı. Bu da THY müşteri portföyüne yansıyarak, hem turizmi hem de yolcu sayısını canlandıracak.