Avrupa’da bir kadının bir erkekle aynı parayı kazanabilmesi için 59 gün daha fazla çalışması gerekiyor.
Yoksulluk ve haksızlıkla mücadele etmeyi amaçlayan yardım kuruluşu Oxfam’ın “Avrupa’da Kadın ve Emek Yoksulluğu” raporu Avrupa’daki iş piyasasında kadın ve erkek arasındaki eşitsizliği ortaya çıkardı.
Rapora göre kadınların erkeklere göre daha düşük maaş alma ihtimali çok yüksek. Rapora göre kadınların yüzde 21’ine karşı erkeklerin yalnızca yüzde 13’ü olması gerektiğinden düşük ücret alabilir. Rapor bu durumun sebebini kadınların toplumdaki rolüyle bağlantılandırıyor.
Raporun hazırlanmasına katkı veren aktivist Ana Claver, kadınların çoğunun yarı zamanlı işlerde çalışmak durumunda kaldığına dikkat çekti ve bu durumun kadınların belli sektörlerde ve belli işlerde yoğunlaşmasına yol açtığını belirtti.
Claver kadınların ev işlerini yaparken para kazanmadıklarına da vurgu yapıyor. Oxfam raporuna göre kadınlar genelikle hizmet sektöründe, restoranlarda ya da temizlik ve bakım gibi düşük ücretli işlerde çalışıyor.
Dominik Cumhuriyeti’nden gelerek İspanya’da temizlik sektöründe çalışan Rafaela Pimental ise en çok sosyal güvenlik boyutunda hak ihlali olduğuna, tatil ya da dinlenme zamanı olmadan çalışmanın zorluklarına dikkat çekiyor.
Kadınlar arasında en çok göçmenler, gençler ve tek ebeveynli aileler zorluk çekiyor.
Rapor İspanya başta olmak üzere Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya’da kadınlarla gerçekleştirilen mülakatların değerlendirmesini sunuyor. Buna göre görüş verenlerin büyük çoğunluğu emek yoksulluğunun fiziksel ve psikolojik baskı yarattığını belirtiyor. Ev işleri ya da para kazandıkları işlerde sürekli stres ve endişe halinin ya da ay sonunu getirememenin fiziki, ruhsal ve duygusal yorgunluğunu taşıdıklarını ifade ediyor.
Raporda ayrıca yaptıkları işlerin tehlikeleri, kişisel zamanın azlığı ve daha çok çalışma karşılığında daha az maaş almanın yarattığı moral bozukluğunun kadınları sosyal yalnızlığa ittiği ifade ediliyor. Rapor bu sorunların özellikle göçmenler, gençler ve tek ebeveynli ailelerde yoğunlaştığını ortaya koyuyor.
İngiltere’de sendikaların yeni önerisi: Hafta sonu tatili üç gün olsun
TUC gelişen teknoloji sayesinde bir işi yapmak için harcanan sürenin azaldığını ve verimliliğin arttığını öne sürdü. Çalışanların maaşında kesinti yapılmaksızın haftada dört gün işbaşı yapılması gerektiğini iddia etti.
TUC Genel Sekreteri Frances O’Grady yaptığı açıklamada “19’uncu yüzyılda sendikalar günde sekiz saat mesai için kampanya başlattı. 20’nci yüzyılda ise iki günlük hafta sonu tatili ve ücretli izin hakkını elde ettik.” dedi. Sözlerine “Bu asır da aynı maaş ile haftada dört iş günü çalışmayı kabul ettireceğimize inanıyorum.” diye devam eden O’Grady ayrıca “Şu an teknolojinin zenginliklerinden yararlanma vakti, sadece en üsttekiler kazanmamalı.” dedi.
Sendika tarafından yapılan araştırmada şu an 1,4 milyondan fazla İngilizin haftada yedi gün çalıştığı, 3,3 milyon kişinin ise haftada 45 saatten fazla çalıştığı tespit edildi. Araştırmaya katılan işçilerin çoğu maaştan sonra en büyük endişelerinin stres ve uzun çalışma saatleri olduğunu söyledi. Yüzde 51’i aynı zamanda yönetici ve hissedarların yeni teknolojinin faydalarından istifade edeceğinden endişe duyduklarını dile getirdi.
Bu konu hakkında mücadele verilmesi gerektiğini belirten TUC, çalışma koşulları kritik tarışmalara yol açan teknolojii devi Amazon’u örnek vererek kurucusu Jeff Bezos’un dünyanın en zengin adamı olmasına dikkat çekti. Ülkenin diğer sendikası GMB’nin 2017’de yaptığı bir araştırmada Amazon çalışanlarının yüzde 91’i bu şirkette çalışmayı başkasına tavsiye etmeyeceğini söylerken, yüzde 89’u da şirket tarafından sömürüldüğünü düşündüğünü söyledi.
TUC ayrıca Fransa ve Almanya’da mesai saatleri dışında işle ilgilenmeme hakkı için hükümet ve şirketlerle anlaşan sendikaların çalışmalarını takdirle karşıladıklarını söyledi.
Yeni Zelandalı bir şirket uygulamaya öncü oldu.
Sene başında Yeni Zelanda’da hafta sonu tatilini üç güne çıkaran bir şirketin yöneticisi uygulamanın başarılı sonuçlar verdiğini açıkladı.
230 çalışanı olan Perpetual Guardians şirketinin tüm personelinin dahil olduğu sekiz haftalık deneyde stres seviyesi, iş-yaşam dengesi ve şirkete bağlılık gibi göstergelerin önemli ölçüde iyileştiği görüldü. Dört gün iş başı yapılan şirkette verimliliğinin değişmediği gözlemlendi.