Erkekler tarafından şiddete ve tacize maruz kalan kadınların, hayatta kalma mücadelesi ve tacize direnme süreçlerinden yola çıkan ‘Korkuluk’ filmi bir kadın ve psikoloğu arasında geçen diyaloglarıanlatıyor.
Hayatının her aşamasında, gittiği her yerde tacize uğramış, eski eşinden sürekli şiddet görmüş ve ‘güzelliğinin başına bela olduğunun’ yansıtıldığı bir kadın, yardım alabilmek için psikoloğuna sığınıyor. Filmde kadınların yaşadığı hayal kırıklıkları ve ‘geçmişi affetme’ temaları işlenirken, baş karakterin psikolojik yolculuğu ve geçmişinden yola çıkan bir senaryoyla karşılaşılıyor.
Ağustos ayında, Londra’da çekilen filmin yapımcı, yönetmen ve senaristi Umut Ulaş Er filmin konusunu şu sözlerle anlattı: “Bedeninin kaderini erkeklerin tayin etmesine izin vermeyen bir kadının yeryüzündeki tüm tacizcilere karşı başlattığı bir kurtuluş savaşı mücadelesine şahit oluyorsunuz. Benzeri görülmemiş bir çıplaklıkta, sadece tacizcileri değil, tacize sessiz kalanları da karşısına alma kararlığındaki kadın, kısaca tüm topluma meydan okuyor. Melodrama ve gişe kaygısına düşmeden toplumun derdini olabilecek en gerçekçi dille ve görsel bir anlatımla beyaz perdeyle buluşturan filmimiz 9 dakika sürüyor.”
Filmin başrol oyuncusu Elza Amani ise; “Umut bey bana böyle bir filmden bahsettiğinde heyecanlanmıştım ve çok etkilenmiştim. Bu filmde oynamaktan gurur duydum ve hissederek oynadım. Hatta işimiz bitikten sonra birkaç gün etkisi altında kalmıştım. Çünkü anlattığımı yaşayan ve bunu dile bile getiremeyen çok insan var. Umut beye bana böyle bir şans tanıdığı için teşekkür ediyorum” dedi.Kameramanlığını Garip Aksüt’ün yaptığı filmde, Mehmet Aktaş asistan olarak görev alırken, projenin Türkiye ayağında ise Tolga Bedir ses efekt kısmında önemli bir görev üstlendi.
Rusya’da gerçekleştirilen Catharsis International Film and Video Festival ( Katarsis Uluslararası Film ve Video Festivali ) adlı yarışmaya kabul edilen film, yarı finalist oldu. Şimdilerde ise Londra’da yapılan ‘Best Director Awards’ adlı yarışmada ‘First- Director Best Film’ (İlk Yönetmenlikte En İyi Kısa Film) dalında yarışıyor. Film, 2020 ve 2021 yılında ise Toronto’dan, Merbourne’e pek çok film festivalinde de yarışmayı bekliyor. Londra’da uzun yıllardır tiyatro oyunları, TV ve radyo programları ile tanınan Umut Ulaş Er ikinci filminin hazırlıklarına devam ediyor.
Umut Ulaş Er sinema deneyiminin nasıl başladığını şöyle anlattı: “Benim babam Türk Sineması’nın karakter oyuncularından Necati Er’dir. En meşhur rolüyle hatırlatmam gerekirse, Yeşilçam’da sıra dışı karakterler arasında bir fenomen konumuna sahip olan Yedi Bela Hüsnü’deki Kız İsmet. Benim çocukluğum babamın oynadığı filmlerin setlerinde, kameraların hemen arkasından olup biteni seyretmekle geçti. Yönetmenleri ve oyuncuları dikkatle izlerdim. O yönetmenlerin bazılarıyla oyuncu olarak çalışma imkanına da sahip oldum.
İlk oynadığım film 1983 yılında çekilen ‘Zulüm’ dür. Birkaç sahnede Yıldız Kenter’le karşılıklı olarak Orhan Gencebay’ın küçüklüğünü oynamıştım. Natuk Baytan, Yılmaz Atadeniz, Yücel Çakmaklı, Tanju Gürsu, Yılmaz Duru, Orhan Elmas,iyi ki setlerinde bulunduğum dediğim yönetmenlerdi.”