Crossbench üyesi, Britanya’nın, Almanya ve Japonya’yı örnek alması gerektiğini söylüyor.
Eski bir Downing Street danışmanı ve crossbench akranı, İngiltere’nin sosyal bakımı finanse etmek için zorunlu bir ulusal sigorta programına ihtiyacı olduğunu ve politikacıların insanlara evlerini satmak zorunda kalmayacakları sözünü vermeyi bırakmaları gerektiğini söyledi.
David Cameron döneminde Downing Street politika birimini yöneten Barones Camilla Cavendish of Little Venice, İngiltere’nin, insanların bordro kesintileri yoluyla sosyal bakıma katkıda bulunduğu, Almanya ve Japonya örneğini takip etmesi gerektiğini söyledi.
Maliye Bakanı Rachel Reeves, geçtiğimiz hafta bir bireyin sosyal bakım masraflarını 86.000 Sterlin ile sınırlama planlarını rafa kaldırdıktan sonra eleştiri oklarını üzerine çekti. İnsanların artık bakım masrafları için destek almaya hak kazanamayacağı eşik de, programı daha cömert hale getirmek amacıyla 23,500 £’den 100,000 £’e yükseltilecekti.
Reeves bu vaadin karşılanamaz olduğunu söyledi. İşçi Partisi’nin şimdi, Whitehall’un deneyimli sorun gidericilerinden Blackstock Baronesi Casey başkanlığında sosyal bakım konusunda bir kraliyet komisyonu kurması bekleniyor. ‘Sosyal bakım konusunda farklı bir politika’ çağrısında bulunan Sağlık Bakanı Wes Streeting’in, kraliyet komisyonunu bu konudaki siyasi çıkmazı kırmanın bir yolu olarak düşündüğü anlaşılıyor.
Harvard Kennedy School için yazan Cavendish, halkın sosyal bakım konusunda “yeni bir konuşmaya” hazır olduğunu ve harekete geçme ihtiyacının acil olduğunu söyledi. sosyal bakım masraflarına bir üst sınır getirilmesinin “nispeten az sayıda insanı” koruyacağını kaydeden Cavendish, insanların uzun vadeli bakımını sağlamanın oy kazandırıcı olarak görüldüğü Almanya ve Japonya’daki ulusal sigorta tarzı programlara dikkat çekti.
The Times’ta yer alan habere göre, Alman sisteminde insanlar 40 yaşına geldiklerinde maaş bordrolarından otomatik kesintilerle bir fona ödeme yapmaya başlıyor. İşverenleri de katkıda bulunuyor. Kişiler daha sonra yaşlılıklarında bakım masraflarını karşılamak için ya nakit ya da ayni yardım alıyor. Japonya’daki sistem 40 yaşından emekliliğe kadar zorunlu sigorta primlerinin ödenmesini içeriyor.
Cavendish’e göre, gönüllü katkılara dayalı bir plan işe yaramayacak, insanların gelirlerine göre prim ödedikleri evrensel bir program, yaşlılıkta daha yüksek bakım maliyetleri riskini havuzda toplayacak.
Ayrıca politikacıların, Muhafazakar Partili başbakanların yaptığı gibi, insanların sosyal bakım masraflarını karşılamak için evlerini satmak zorunda kalmayacakları sözünü vermeyi bırakmaları gerektiğini de söyleyen Cavendish, “Bir evi gelecek nesillere aktarma arzusu güçlü ve meşru olsa da, insanlar servetlerini değerlendirirken en büyük varlıklarının değerini göz ardı etmek sürdürülebilir olmayabilir” ifadelerini kullandı.
Harekete geçilmesi için durumun ‘acil’ olduğunu söyleyen Cavendish, “Giderek artan karşılanmamış ihtiyaçlar, işgücündeki zorlanmalar, göze çarpan eşitsizlikler bir çözüm gerektiriyor. İstikrarlı bir bakım piyasası olmadan güçlendirilmiş, istikrarlı bir işgücü elde etmek mümkün olmayacaktır. Bu da daha iyi bir yaşlılık dönemini destekleyecek yeni bir finansman anlaşmasını gerektirmektedir. Daha tatmin edici yaşamlar sunmanın temelinde ‘yapmaktan’, ‘birlikte yapmaya’ doğru bir zihniyet değişikliği yatmaktadır.”
“Bu makalede ayrıntılı olarak ele alınan politikaların birçoğu doğası gereği kuru ve teknik olsa da, amaç son derece insanidir. Japonya ve Almanya’da, uzun vadeli bakım için yeni finansman sistemleri politikacılar tarafından oy kazandırıcı olarak görülmüştür. Nihai ödül ; yaşlılıkta yaşam kalitesinin iyileştirilmesi son derece olumludur” diye yazdı.
İşçi Partili bakanların, yıllardır süren siyasi çekişmelerin üstesinden gelmek ve aileler ya da vergi mükellefleri için pahalı olması muhtemel çözümlere destek oluşturmak için yaşlı bakımı konusunda bir komisyon kurmayı yakından düşündükleri anlaşılıyor.
Habere göre, Sir Keir Starmer, hükümetinin başlarında yüksek profilli bir inceleme başlatarak, ezici seçim zaferinden elde ettiği siyasi sermayenin bir kısmını, önceki hükümetlerin onlarca yıldır çözemediği bir sorunu çözme konusundaki hırsının sinyalini vermek için kullanmaya çalışacak.
Kraliyet komisyonları, partilerin siyasi çizgileri arasında doğal olarak yer almayan köklü meseleleri ele almak üzere kurulan özel danışma grupları olup, Hükümdarın çağrılması, soruşturmaları günlük siyasetin üzerine çıkarmak için tasarlandı ancak bu tür komisyonlar karışık bir başarı elde ederek, kullanımdan düştü. Sonuncusu 1999 yılında kuruldu.
Sir Tony Blair 1997’de göreve geldiğinde yaşlıların bakımıyla ilgili bir kraliyet komisyonu kurmuş, ancak ücretsiz kişisel bakım önerilerini çok pahalı olduğu gerekçesiyle reddetmişti. Ancak NHS patronları, rekor fon ve personele rağmen daha fazla hastayı tedavi etmekte zorlanmalarının temel nedenlerinden biri olarak sosyal bakımın başarısızlığını gösterdikçe, bir çözüm giderek daha acil hale geliyor.