İngiltere’nin enerji düzenleyici kurumu Ofgem, temiz enerjiye geçiş sürecinde enerji faturalarına yansıtılan altyapı maliyetlerinin adil paylaşılması gerektiğini belirterek, düşük gelirli hanelerin korunması çağrısında bulundu. Kurum, bu kapsamda köklü bir inceleme başlatarak sabit ücret sisteminde reform yapılmasını gündeme aldı.
Ofgem CEO’su Jonathan Brearley, Guardian’a yaptığı açıklamada, hükümetin yeşil enerji hedefleri kapsamında enerji sisteminde yapılacak değişikliklerin “kazananlar ve kaybedenler” yaratabileceğini, ancak düşük gelirli tüketicilerin bu süreçte daha fazla mağdur edilmemesi gerektiğini söyledi. Brearley, “Enerji sistemini daha iyi hale getirmek için yapılacak değişikliklerin bazı grupları olumsuz etkilemesini önlemek adına sistematik çözümler geliştirmeliyiz” dedi.
Halihazırda, enerji altyapısının bakım ve güncelleme maliyetleri sabit ücretler aracılığıyla tüm kullanıcıların faturalarına yansıtılıyor. Bu ücretler, enerji tüketiminden bağımsız olarak günlük olarak uygulanıyor. Bu sistem, özellikle enerji tüketimi az olan ya da ödeme gücü düşük olan haneler için haksız yük oluşturuyor.
Ofgem’in verilerine göre sabit ücretler son beş yılda yüzde 83’ten fazla artarak yılda ortalama 334 sterline ulaştı. Bu durum, enerji faturalarının önemli bir kısmını sabit giderlerin oluşturmasına neden oluyor. Tüketici savunucusu Martin Lewis, bu uygulamayı “ahlaki bir risk” olarak tanımlamıştı.
Ofgem’in başlattığı inceleme kapsamında sabit ücretlerin düşük gelirli tüketiciler için azaltılması, daha varlıklı kullanıcıların ise enerji sistemi modernizasyonuna daha fazla katkıda bulunması gibi seçenekler değerlendirilecek. Brearley, “Faturaların bölgelere göre değişmesi hâlâ mantıklı mı? Maliyetler sabit ücretle mi, yoksa kullanılan enerjiye göre mi yansıtılmalı? Tüm bu sorulara adil çözümler arıyoruz” dedi.
Uzmanlar, yenilenebilir enerjiye geçişle birlikte elektrik birim fiyatlarında düşüş yaşanabileceğini ancak sistemin sabit altyapı maliyetlerinin artacağını belirtiyor. Ofgem’in incelemesi, bu maliyetlerin topluma nasıl adil şekilde yansıtılabileceğini belirlemeye odaklanıyor.
Bu çalışma, hükümetin 2030’a kadar net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda yapılacak milyarlarca sterlinlik yatırımın finansman yükünü daha adil bir yapıya kavuşturma çabasının önemli bir parçası olarak görülüyor.