Londra’daki sivil toplum örgüteri, Kahramanmaraş’a yapılması planlanan Suriye mülteci kampına karşı protestolarını sürdürüyorlar
Britanya Demokratik Güç Birliği, geçtiğimiz pazar günü Kuzey Londra’da sivil toplum örgütlerinin katılımı ile bir yürüyüş düzenledi. Bölgeye kamp yapılmasını istemeyen kalabalık grup attıkları slogan ve açtıkları dövizlerle valiliğin kararını kınadılar.
Manor House Tren İstasyonu önünde yapılan açıklamada yaklaşık 60 gündür Maraş Terolar’da bölge halkı ve demokratik kurumların el ele ve omuz omuza vererek devletin yarattığı mağduriyet karşısında direndikleri ifade edildi. Açıklamada şu görüşlere yer verildi: ‘Yapılmak istenen kampın amacı, Suriyeli halkların savaş mağduriyetlerini gidermek değildir. Kamp alanının koşulları, bölgesi, alt yapısı ve alanın yüz ölçümü yetersizdir. Tüm bunlara rağmen Maraş Valiliğinin bu bölgedeki ısrarı devletin gerçek yüzünü birkez daha ortaya koymaktadır.
İktidarın zulmü, işkenceleri, katliamları, gericiliği ve hukuk tanımazlığı dünden daha ağır ve artarak devam etmektedir. Suriye başta olmak üzere komşu ülkeler ve ülkemizde savaş çıkaran AKP devleti mağdur ettiği Suriye halkının zor durumundan yararlanarak halkları karşı karşıya getirme politikasını Maraş Terolar’da hayata geçirmek üzeredir. Paralı çeteler aracılığı ile Suriye halklarına ve Kürt halkına katliamlar uygulayan AKP Devleti ve işbirlikçileri, ülkemizi de iç savaşa sürüklemektedir.
Onbinlerce ailenin nasıl yok olma ile karşı karşıya bırakıldığını biliyoruz. Türkiye yi yönetenlerin bilgisi ve elleri ile karadan giden ve havadan Kilis halkının başına yağan bombaların hangi politikaları amaçladığını ve tek adamlı halife, başkan ya da diktatörlük temellerini oluşturmak için halkları sindirme planlarını tanıyoruz. Bu nedenle Maraş Terolar’da yapılmak istenen sözde ‘’AFAD kampı’’ asla iyi niyetli, zorda kalan sığınmacılar için yaşam alanı ya da sosyal devlet gereği yapılan bir kamp değildir. Bu kamp aracılığı ile bölge halkını, AKP Devletine biat ettirmek, baskı altına almak, sindirmek ve kendilerince ‘’terbiye etmek’’ amaçlanmaktadır.
Yapılmak istenen kamp bölgesinde yaşayan Türkler, Kürtler, Aleviler, Sünniler farklı inançlardan ve etnik kökenlerden insanlarımızın AKP nin oyunlarına gelmeyeceğini biliyoruz. Daha önce de Maraş’ta 1978 yılında düzenin bu halkları karşı karşıya getirmek istediğini hatırlıyoruz. Bir gurup gerici güruhun devletin de desteğini alarak Alevi halkına karşı uyguladığı katliama rağmen halen halklar aynı bölgede bir arada yaşamaya devam ediyor. Fakat kan ve düşmanlıktan beslenen gerici ve faşist sistemler halkların kardeşliğini sindiremiyorlar.



ENFIELD
HACKNEY
HARINGEY
ISLINGTON










