Londra’ya gayri resmi bir ziyaret gerçekleştiren Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Londra’daki Türk Sivil Toplum Kuruluşu temsilcilerinin katılımıyla pazartesi günü akşamı bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
Tuğrul Türkeş, toplantıda Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve örgüte yönelik operasyonlarda gözaltına alınanlarla ilgili bilgi verdi, katılımcılardan gelen soruları yanıtladı.
15 Temmuz’da Türkiye’de en vahim darbe girişiminin yaşandığını belirten Başbakan Yardımcısı Türkeş, “Son yaşanan olaylarla ilgili ne oldu? Veyahut olanı biz nasıl değerlendiriyoruz? Ben kısacası bunları değerlendirmek istiyorum” dedi.
Yunus Emre Enstitüsü’nde düzenlenen toplantıda Türkiye’nin Londra Büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yeni Londra Temsilcisi Zehra Başaran, Büyükelçilik Müsteşarları Orçun Başaran, eşi Nazmiye Başaran, KKTC Konsolosları Esra Emin, Dilşad Şenol ve UETD İngiltere Genel Başkanı Dr. Turan Özen’de hazır bulundu.
“Hükümeti temsilen, birisi olarak buraya gelmişken sizleride görmek istedim” diye, sözlerine başlayan Tuğrul Türkeş, bunu kısa bir sürede temin eden Büyükelçi Abdurrahman Bilgiç’e teşekkür etti.
Türkeş ziyaretiyle ilgili, “Son 15 Temmuz’da Türkiye yaşananlar ile ilgili buradaki sivil toplum örgütleri ve değişik kuruluşlarla temas maksadıyla buradayım. Bugün başladık temaslara, yarın ve ertesi günde temasımız var, sonrada perşembe günü Türkiye’ye dönmüş olacağım” ifadelerine yer verdi. Türkeş, şöyle devam etti: “15 Temmuz’da, Türkiye’de bu güne kadar yaşanan en vahim darbe girişimi yaşandı. Devlet en tehlikeli bir ‘kalkışmayla’ karşı karşıya kaldı. Başarılamadı diye, bunu azımsamak veya bunun üzerinde farklı spekülasyonlar yapmak doğru değil. İlk anından itibaren, daha önceki ihtilallerde de can kayıpları maalesef istenmese de olmuştur ama bu defaki ekip çok vahşi bir ekip olarak başladığı andan itibaren sebepli sebepsiz insan öldürerek, yani tedhiş, şiddet yaratarak toplumu bastırmak, toplumu baskı altına almak, etkilemek ve böylece de ülke yönetimine el koymak üzerine yapmışlar planı.”
Planın içeriği ile ilgili Türkeş: “Bu planın içinde Sayın Cumhurbaşkanı’nı, Allah korusun belki de bütün aile üyeleriyle birlikte katletmek var. Başbakanımıza saldırdılar zaten, arabasına ateş açıldı, kurtuldu. Bu şiddeti yarattıktan sonra bunun görüntüleriyle bir kuru bildiriyle bütün herkesin teslim olacağını, ‘bunları yapan bize ne yapmaz’ diye, insanların düşünüp her şekilde bunlara tabi olacağını düşündüler. Bir diğer ilginç tarafı da ortaya bir ‘yüz’ çıkartamamış olmalarıdır. Bilerek çıkartmadılar. Tabiki içlerinde çok kendini göstermeye meraklılar, iştahlılar var. Ama demekki, birden fazla yapı işin içindeydi ve bu birden fazla yapı belki de liderlikte uzlaşamadı belki de başka bir sebeplen. Ama netice olarak ihtilalin bir yüzü yoktu, ilk başladığı andan itibaren. Bunun arkasında başka bir ülke olabilir mi? Olabilir” dedi.
Darbe girişiminin arkasında yabancı bir ülkenin bulunmasının mümkün olduğunu ancak bu konuda bir bilgi bulunmadığını söyleyen Türkeş, olayların iki tarafı olduğuna işaret eden Türkeş, “Bu darbe işi başarılınca bunun kahramanları çıkar. Mevcut siyasetteki bile bazıları, ‘Biz demiştik, böyle gitmez, iyi oldu, şu oldu, bu oldu’ diye. Daha önceki ihtilallerden yaşadık. Başarısız olunca da herkes üzerine yorum yapıyor. Başarılı olmayınca ‘Yahu yok, koskocaman devletler olsa başarılı olmaz mıydı?’ deniliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Darbe girişiminin ardında bir ülkenin olduğunu söylemediğine dikkati çeken Türkeş, bu sözünün çarptırılmamasını istedi.