Alevilik inancında önemli bir yer teşkil eden matem oruçları başlıyor.
Takvime göre; 28-29-30 Eylül’de “Masum-U Paklar Orucu”, 1 Ekim’de “Fatma Ana Orucu” ve 2-14 Ekim’de de “Muharrem Matem Orucu” tutulacak. Oruçların tamamlanması ile birlikte 14 Ekim’de tüm Cemevlerinde Aşure Günü ornanize edilecek.
İngiltere’deki Cemevlerin çatı örgütü olan Britanya Alevi Federasyonu konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı; Matemimiz miladi Takvim’le 10 Ekim 680 tarihinde Hicri Takvim’e göre ise 10 Muharrem 61 tarihinde Kerbela’da İmam Hüseyin’in Muaviye oğlu Yezit tarafından katledilişi ile başlayan ve o tarihten bu güne kadar insanlık tarihinde yer alan katliamların matemidir.
Alevi toplumu açısından Kerbela sadece bir coğrafi yerin adı olmadığı gibi İmam Hüseyin ve Yezit’de birer kişi değildir. Hüseyin mazlumların direnişinin, Yezit ise zalimlerin yenilgisinin ve güçlünün haklı karşısındaki zavallılığının semboli olarak tarihin her döneminde varlığını sürdürmektedir. Alevi Toplumu açısından Kerbela yer yüzünde yapılan katliamların yaşandığı coğrafik yerlere verilen ortak addır; Kerbela Yavuz döneminde Anadolu’dur, II Mahmud döneminde İstanbul’dur daha sonraki tarihler için ise Koçgiridir, Dersim’dir, Maraş’tır, Çorum’dur, Sivas’tır, Gazi’dir, Gezi’dir.
Kerbela bugün Irak’tır, Suriye’dir, Suruç’tur, Cizre’dir, Ankara’dır, Antep’tir ve zorunlu göçlere mezar olan Akdeniz sularıdır. Kerbala zulmün yaşandığı her yerdir.
Kerbela; mazlumun zalime baş kaldırdığı mekandır. Aynı şekilde bu zulmü yaşatanlar Yezit’dir. Zulme direnenler ise İmam Hüseyin’dir.
Matemlerimiz bu bilinçle tutuluyor, gülbanklarımız zalimin zulmüne direnen mazlumlar için okunuyor, lanetlerimiz de mazlumu katleden işgalcilere, katillere ve onların destekçilerinedir.
Kızılbaşlar, Hüseyin gibi tek başına olup, darda kaldığı zaman, Hüseyin gibi düşünür. O güçsüzde olsa, esirde düşse, ipe de çekilse doğru yolundan sapmaz, haksızın karşısında eğilmez, bükülmez onuruyla yaşamak için gerekirse canından vazgeçer; Hüseyin’den Pir Sultana, Pir Sultandan Nesimiye, Nesimiden Seyit Rıza’ya, Seyit Rızadan Hüseyin İnan’a; onlardan da günümüzün Kızılbaşlarına uzanan onurlu çizginin özü budur’.