‘Üçlü zirve 24 Eylül’den önce olmaz’

30 Ağustos 2016

Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, BM Genel Kurul çalışmalarının sona ereceği 24 Eylül’den önce, böylesi bir üçlü zirvenin yapılmasının mümkün olmadığını belirtti.

Haravgi gazetesine göre, Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, açıklamasında ayrıca muhalefet partilerinin, böylesi bir görüşmenin Kıbrıs Türk liderini, devlet başkanı statüsüne yükselteceğine ilişkin söylemlerini de reddetti.

Hristodulidis, New York’ta üçlü bir görüşme gerçekleştirilmesi hedefinin var olması için altı görüşmenin sonucu görülmeden, şimdiden gündemin belirlenmesinin mümkün olmadığını, bunun ayrıca belirlenmediğini de ifade etti.

Hristodulidis açıklamasında ayrıca “Türk işgalinin hemen ertesinde Kıbrıs sorununun çözümü için tek yolun toplumlararası diyalog olduğuna karar verdiği andan itibaren hangi Kıbrıs Rum toplumu lideri, BM Genel Sekreteri eşliğinde Kıbrıs Türk toplumu lideri ile görüşmedi” şeklinde soru da yöneltti.

Alithia gazetesine göre, Hristodulidis açıklamasında, Kıbrıs Rum tarafının böylesi bir görüşme konusunda endişe taşımadığını, aksine bu tür görüşmelerin, gerçek olguların netleşmesine olanak tanıdığını ifade etti.

Politis gazetesine göre Dayanışma Hareketi ile Rum Ekologlar ve Vatandaşlar İşbirliği, birer açıklama yaparak basında çıkan üçlü görüşme haberine tepki gösterdi.

DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos ise yaptığı açıklamada Meclis’in Kıbrıs sorununa müdahil olmasını istedi. Dayanışma Hareketi, ilgili haberde yer alan Anastasiadis’in üçlü görüşmeye yeşil ışık yaktığı şeklindeki bilgilerin geçerli olmaması temennisinde bulunurken Ekologlar ise üçlü görüşmenin daha önceden karar verildiğinin görüldüğünü belirtti. Öte yandan Simerini gazetesi yukarıdaki başlık ve “Çözüm Ya Da Kriz” başlıklı yorumsal haberinde, Kıbrıs sorununa ilişkin müzakerelerin geleceğinin 16 gün içerisinde belirleneceğini yazdı. Gazete, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis arasındaki yoğunlaştırılmış müzakerelerin ikinci bölümünün, bu 30 aylık sürecin en kritik bölümü olduğunu ve sonucunun, “Burgenstock” tipi uluslararası konferansa yönelik önemli bir adımın atılıp atılmayacağını veya bir “kriz” dönemine girilip girilmeyeceğini ortaya çıkaracağını savundu.