Düşük gelirli ailelerin faydalandığı sosyal yardımlarla (benefit) ödenen para miktarını dört yıllığına sabitleyen uygulama, enflasyondaki keskin yükseliş nedeniyle yoksulluk içinde yaşayan insan sayısını arttırıyor. Benefit miktarının sabitlendiği 2015 yılında sıfıra yakın olan enflasyon oranı şimdilerde yüzde 2.9’a ulaşmış olmasına rağmen, benefit alanların eline geçen para miktarı değişmedi.
Hayır kurumu The Joseph Rowntree Foundation’a (JRF) göre, universal credit sistemine geçiş yapan ailelerin üzerindeki baskı, benefit miktarını sabitleme uygulaması nedeniyle daha da artacak.
Uzmanlar, uygulamanın bitiş tarihi olan 2020-21 yıllarına kadar 470,000 kişinin daha yoksulluk sınırının altına düşeceğini öngörüyor.
Bakanlar ise universal credit sistemine geçişin ertelenmesi yönündeki çağrıları şu an için dikkate almıyor. Universal credit, düşük gelirli ailelerin faydalandığı 6 ayrı benefitin yerine geçecek olan ve ödemelerin ayda bir kere yapılacağı bir sistem.
Universal credit sistemi Child Tax Credit, Housing Benefit, Income Support, Income-based Jobseeker’s Allowance (JSA), Income-related Employment and Support Allowance (ESA) ve Working Tax Benefit’in yerini alacak. İlk kez universal credit alacak olanlar başvurularının ardından ilk ödemeleri için 6 haftaya kadar beklemek durumunda kalacak.
Uzmanlar, ilk ödemelerini almak için 6 hafta beklemek durumunda kalacak ailelerin borçlanma veya evlerinden çıkarılma riskiyle karşı karşıya kalabilecekleri konusunda uyarıyor.
Ulusal İstatistik Ofisi tarafından yayınlanan resmi verilere göre, Birleşik Krallık’ta şu anda yoksulluk sınırında yaşayan kişi sayısı 14 milyon olmuş durumda.
JRF tarafından yapılan açıklamalarda, Maliye Bakanı Phil i p Hammond’un Sonbahar Bütçesi’nde kişisel vergi muafiyetinde planlanan artışı iptal et mesi ve bunun yerine, universal credit sisteminde ya da sistemin yerini alacağı benefitlerde enflasyona bağlı artışlar yapması gerektiği belirtiliyor.