‘Türkçe Tiyatro Festivali’ne çağrı

24 Nisan 2018

Saray Karakuş, 27-28-29 Nisan’da gerçekleşecek “Türkçe Tiyatro Festivali”ne toplumun ilgi göster­mesini isteyerek, “Bu yıl ikincisini yapacağımız Festival’de, gençle­rimizin oyunlara ve Türkiye’den gelecek değerli sanatçıların atölye çalışmalarına katılmaları bir şans… Ayağımıza gelen bu sanat fırsatını iyi değerlendirelim” dedi.

Saray Karakuş ve Ümit Baysal’ın girişimleriyle başlatılan “Türkçe Tiyatro Festivali”nin ikincisi 27- 28-29 Nisan tarihleri arasında Ku­zey Londra’da bulunan Milfield Art Centre’de gerçekleşecek. “Türkçe Tiyatro Festivali” kapsamında, ti­yatro oyunu, çalışma atölyesi ve söyleşiler yer alacak.

Karakuş ile “Türkçe Tiyatro

Festivali” konuştuk…

– Festival düşüncesi nereden çıktı?

– Tiyatronun pozitif etkisini Londra Emek Sahnesi’ndeki faali­yetlerimde gördüm. Göstermiş ol­duğumuz oyunlarda seyircilerin vicdanlarına nasıl dokunabiliyoruz, onlara vermek istediğimiz mesajları ne kadar hızlı taşıyabildiğimizi ti­yatronun gücüyle fark ettim. Ümit ile birlikte yollarımız kesiştiğinde tecrübelerimizi birleştirerek etkili olacağını ve Londra’da bir ilki ger­çekleştirebileceğimizi düşündük. Sadece Londra’da yalnız Emek Sahnesi gibi Londra’daki oyunla­rının yanı sıra Türkiye’den de ni­telikli oyun ve oyuncuları ayrıca Londra’ya taşımayı da amaçladık. Bu beni çok mutlu etti. Bu oyun­cuların her biri ayrı bir dünya ve ayrı bir değer. “Türkçe Tiyatro Fes­tivali” çatısında bir araya gelen ren­garenk insanları bir araya gelmesi ortaya pek çok pozitif düşünceler de çıkardı.

– Geçen yılki deneyimlerinizi aktarır mısınız?

– Geçen yıl çok tedirgin başladık. Yedi oyun, beş atölye toplam 12 et­kinlik vardı. Yedi oyun 360 koltuklu sahnede oynayacaktı. Koltukları dolduramama endişesi vardı. Çok sıkı bir çalışma yürüttük. Çok gü­zel bir talep oldu. “Türkçe Tiyatro Festivali”ne toplum sahiplendi. Sosyal medyada yayıldı. Beklenti­lerimiz gerçekleşti.

– Sonra ikinciye mi karar verdiniz?

– Biz “Türkçe Tiyatro Festivali”nin yıllarca sürmesi amacıyla yola çık­mıştık. Birincideki deneyimlerimiz de ikinciye kapı açtı.

– İkinci “Türkçe Tiyatro Festivali”nde farklı neler olacak?

– Geçen yıl ki festivalde oyunu atölyeler küçük de olsa katkı payı koymuştuk. Bu yıl daha çok katılım sağlamak için bunu kaldırdık. Bu yıl Meltem Cumbul, Cezmi Baskın, Tamer Levent ve Kemal Başar’ın ayrı ayrı atölyeleri olacak. Bunla­rın hepsi katkı payı olmayacak. Bu ustaların Londra’da tiyatro adına atölye yapmaları toplum için şans. Londra’da tiyatro yapanların yanı sıra genç ve çocukların da bu ça­lışmalardan etkileneceğini sanıyo­ruz. Atölye çalışmalarını yapacağı­mız sınıflar dolduğu için sanatçıla­rın da izniyle kafeteryaya taşımak zorunda kaldık.

– “Türkçe Tiyatro Festivali”nde maddi destek sağladınız mı?

– Bu yıl Art Council bize destek olduğu için çok mutluyuz. “Türkçe Tiyatro Festivali”nin yapılacağı Mil­field Art Centre’de üç gün boyunca bizim için kapatılacak ve kira ücreti­nin üçte ikisi Art Council tarafından karşılanacak. Ayrıca toplum üyesi iş dünyasından bize gelerek destek olmak isteyenlerin olması bizi çok sevindirdi. Bizim “Türkçe Tiyatro Festivali”ndeki amacımız maddi ka­zanç değil, toplumsal bir fayda. Ge­çen yılki bütün masrafları cebimiz­den, salon kiralarını bilet paraların­dan karşılayabilmiştik. Festivalin maddi külfeti çok ağır. İstanbul’dan 30 konuğu karşılamak, konuk etmek ciddi bir bütçe gerektiriyor. Bizim için en büyük kazanım nitelikli oyun ve oyuncuları toplumla buluştur­mak olacaktır.

– Bu yıl yapmayı planlayıp yapa­madığınız bir şey oldu mu?

– Murathan Mungan’ı da festi­valde görmeyi çok istemiştim fakat zamanlama uymadı. Gelecek yıl ki “Türkçe Tiyatro Festivali”nde oyun yazarlarını da görmeyi çok istiyo­ruz, bunun için çalışmalara şim­diden başladık. Ayrıca gelecek yıl “Türkçe Tiyatro Festivali” Nisan’ın sonunda ve 7 gün olacak. Bu yıl ki programlar sabah 9’dan gecenin 1’ine kadar sürecek. Gelecek yıl daha rahat bir program akışı sağ­layabileceğiz.

– “Türkçe Tiyatro Festivali” programında gördüğümce sanatı öne çıkaran ve sistemle barışık ol­mayan sanatçılar yer alıyor. Festi­vale sanatçı ve oyuncu çağırırken kıssaslarınız nelerdi?

– Öncelikle sanatçıların toplum­sal duyarlılıkları bizim için önem­liydi. İçlerinde popüler kültüre yat­kın sanatçılar da olsa biz mutlaka ayakları yere basan, toplumsal du­yarlılığı olan sanatçıları çağırmaya çalışıyoruz.

– Son olarak siyasi yönünüzden de söz eder misiniz?

– Edmonton Labour Party’nin 2 yıldır başkanıyım. Mayıs’da olacak yerel seçimlerinden belediye mec­lis üyesi adayıyım.

– Söylemek istediğiniz bir şey var mı?

– Toplum üyelerinin “Türkçe Ti­yatro Festivali”ne ilgi göstermeye çağırıyoruz. Özellikle gençlerimi­zin Türkiye’den gelecek değerli sa­natçılarımızı tanımaları ve onların atölye çalışmalarına katılmaları bir şans… “Ayağımıza gelen bu sanat fırsatını iyi değerlendirelim” diyo­rum…

SARAY KARAKUŞ

Kahramanmaraş’ta 1976’da doğdu. 9 yaşındayken ailesiyle bir­likte Londra’ya göçtü. 2007’de Cam­den Town’da küçük bir salonda ti­yatroya başladı. İAKM-Cemevi’nde Londra Emek Sahnesi’nin kurucu­ları arasında yer aldı. Oyun yazarlığı ve yönetmenliğine başladı. 2012’de Milfield Art Centre’e taşınan Londra Emek Sahnesi’nde çalışmalarını sürdürüyor. 2017’de Ümit Baysal ile toplumda bir ilk olan “Türkçe Tiyatro Festivali”ni gerçekleştirdi.

ÜMİT BAYSAL

1987’de Adana’da doğdu, 2006’dan bu yana Londra’da ya­şıyor. Türkiye’deyken Müjdat Ge­zen Sanat Merkezi ve Hacattepe yaz okullarında oyunculuk atölye­sinde oyunculuk eğitimi aldı. Sinan Çetin Film Platosu’nda 2003’de film yapımcılığı eğitimi gördü. 2012’den bu yana da “cast director”lüğüne başladı. 2017’de Saray Karakuş ile birlikte “Türkçe Tiyatro Festivali”ni gerçekleştirdi.