İlk yazıma geçmeden önce sizlere biraz kendimden bahsetmek istiyorum
Türkiye’de aldığım Psikoloji eğitiminin ardından İngiltere’ye geldim. Aslına bakarsanız çok severek girdiğim bu alandaki çalışma hayatım, öğrencilik yıllarımdan bugüne dayanmaktadır. Eğitime, öğrenmeye ve öğretmeye olan büyük ilgi ve sevgim dolayısıyla da bugün eğitimde psikolojik hizmetler alanında mastır yapmaktayım. Girdiğim bu mastır programı ile Türkiye’nin çok değerli hocalarından aldığım aile danışmanlığı, grup terapi ve bireysel terapi dersleri ayrıca dışarıdan aldığım çocukla oyun terapisi seminerleri alanımda daha çok pratik kazanma, uzmanlaşma imkanının bana sunmuş oldu.
Danışmanlık yapmaktan büyük zevk aldığım alanlar arasında aile danışmanlığı, evlilik danışmanlığı, çocuk ve ergen danışmanlığı, eğitim danışmanlığı gelmektedir. Tüm bu deneyimlerime karşılık İngiltere’ye geldikten sonra bir psikolog olarak çalışırken danışman ve danışanı arasında kurulması oldukça önemli bağların olduğunu keşfettim.
Bunların arasında halen birinci derecede önemsediğim güven bağı gelmektedir, öte yandan iyi bir iletişim ve empati kurabilme becerisi olmazsa olmazlardandır. Yurtdışında yaşayarak edindiğim bir diğer önemli bağ ise; “kültür bağı”. Danışanları kültürel konjonktürlere ve şartlara göre de anlamak, gerekli çözümleri şartlara göre değişken bir şekilde değerlendirmek gerekiyor. 2017’de Malaga’da katılmış olduğum aile terapisi kongresinde ise bu gözlemlerimin-danışma ortamında kültürü okuyup anlamanın-başarılı bir terapi süreci için ne derece önemli olduğunu bu konuda çok deneyimli araştırmacıların, terapistlerin kendi ağzından dinlemiş, tartışmış oldum. Çeşitli nedenlerle bir ülkeden başka bir ülkeye göçün çok daha yaygın olduğu günümüzde terapi dünyasına ciddi bir katkı yapılmaktaydı. Bu katkı ile artık göç ile birlikte gelebilen sıkıntılar çok daha iyi anlaşılabilecek, faklı bir kültür içinde hayatını devam ettirmeye çalışan ailelere gerekli yardım eli hızlı ve etkili bir şekilde uzanabilecekti.
Dolayısıyla bu ilk yazımda sizlere İngiltere’de yaşayan ve ortak paydalarınız olan bir psikolog olarak yeni bir kültüre, bir ülkeye geçişte yaşayabileceğimiz zorlukları minimum seviyeye indirebilmek için ne gibi tedbirler alabileceğimizi aktardım. Umarım severek okursunuz, bu konu ile ilgili sorularınız, görüşleriniz de olursa bana aşağıdaki e-mail adresimden ulaşabilirsiniz. Sorularınızı büyük bir zevkle yanıtlayacağımdan hiç şüpheniz olmasın.
BAŞKA BİR ÜLKEYE YERLEŞMEK
Hayatımızda dönüm noktası diyebileceğimiz nitelikte kararlarımız vardır. Bir şehirden başka bir şehir veya bir ülkeden başka bir ülkeye yerleşme kararı da bu gibi kararlardan bir tanesidir aslında. Böyle kararları tamamen, iradenizle çok istekli ve heyecanlı bir duygu durumu ile de alsanız bile kafamızda birtakım belirsizlikler yaşamamız ve bunlar için bir miktar kaygılanmamız, stres yapmamız doğaldır.
İnanmayacaksınız ama aslında gereklidir de! Çok fazla rahat olmak hedeflerimizden uzaklaştırabileceği gibi hareketlerimizi, atılması gereken adımları gereğinden fazla yavaşlatabilir. Böyle bir durum hayal kırıklığı yaşamamıza neden olabilir. Peki bunun ortası nedir?
Mutlu Bir Yaşam İçin Alınabilecek 7 Önlem
- Alışkın olduğumuz çevreden, kültürden uzakta olduğumuzun farkında ve yeni deneyimler yaşamaya hazırlıklı olalım.
Çevremizde olup bitenlere dikkat edelim, takip edelim. Alışkanlıklarımızı, bakışımızı değiştirmek hiç kolay değildir.
Bir ülkede randevunuzu 5 dakika kaçırdığımızda bu davranışımız rahatlıkla tolere edilebilir iken diğer bir ülkede bu gecikmeden ötürü ciddi bir şekilde bizi kınayan bakışlara maruz kalabilir hatta bu nedenle bir bedel ödemek durumunda kalabiliriz. Eğer bu gibi durumlara hazırlıklı ve yaşadığımız ülkenin kültürünü öğrenmeye açık olabilirsek daha az stres yapar çevremizde olup bitenleri doğru okuyabiliriz.
- Yaşadığımız ülkenin diline hâkim olalım. Kendimizi, beklenti ve isteklerimizi doğru ifade edebilmek, problemlerimizin üstesinden gelebilmek için en önemli aracımız dilimizdir. Aksi takdirde öfkelenebilir, stersimizi ikiye katlayabilir, hayal kırıklığı yaşayabilir, kendimize olan güvenimizi kaybetmeye başlayabiliriz.
- Yaşamaya karar verdiğimiz ülkeden neler beklediğimizi, bu beklentilerimizi karşılayabilmek için aşmamız gereken ne gibi alternatif yollar vardır, bunlardan hangisi bizim kişiliğimizle, tecrübelerimiz ile uyumludur? Beklentilerimiz için gerekli olan donanıma sahip miyiz? Değilsek bu donanımı nereden, nasıl edinebiliriz? Gibi soruların cevabını planlarımıza ve hedeflerimize ekleyebiliriz.
- Hobilerimizi sürdürmek veya bulunduğumuz koşullara uygun yeni hobiler keşfetmek ve bunların devamlılığını sağlamaya gayret gösterebiliriz.
- Günlük egzersizler, yürüyüş veya bir spor yapmaya özen gösterebilir, ruh ve beden sağlığımıza, hayat enerjimize olan katkısını gündemimizde tutabiliriz.
- Arkadaşlarımızla, sevdiklerimizle buluşabilir, uzak ve ayrı kaldıklarımız ile alternatif iletişim yolları üzerinden iletişimimizi devam ettirebiliriz.
- Karşımıza çıkabilecek engelleri, zorlukları aşmak için hazırlıklarımız nelerdir? Danışabileceğimiz ve desteğini alabileceğimiz kimler var? Hedeflerimiz doğrultusundaki motivasyonumuzu kaybetmek üzere olduğumuzda kendimizi nasıl toparlayabiliriz? Vb. soruların cevabını ajandamıza not edebiliriz.
Ajandalarımızda bulundurabileceğimiz ve hedeflerimizden kaydığımızı hissettiğimiz anlarda dönüp rehber edinebileceğimiz bu 7 tedbirin, çıktığımız bu yolda hepimize ışık tutabilmesi dileğiyle…
Sevgiyle kalın.
e-mail: info@activmind.co.uk
Telefon: +44 7727 641534