Kanunsuz evden atmalarda, ev sahiplerinin en çok kullandığı gerekçe kiralarını alamamaktır. Bu mantık olarak doğru görünse bile kira borcu, ev sahibine kiracıyı kanunsuz evden atma hakkı vermiyor. Ter durumda mahkeme prosedürü izlenmek zorunludur.
Bazı durumlarda işyerlerinin üzerindeki odaları yada daireleri kiraya veren işyeri sahipleri “licence” adı verilen bir sözleşmeyle konutlarını kiraya verirler. Ayrıca bir odasını kiraya verenler yada evini oda oda kiraya verenler “licence” vermeyi tercih ederler.
Eğer verilen kira sözleşmesi “Licence” ise; genel kural olarak, bu durumda kiracı yasal koruma altında olmadığı için ev sahipleri kiracıyı “notice” vererek tahliye ederken yukarıda belirlenen yasal prosedürü izlemek zorunda değiller.
Ancak, burada ev sahipleri çok dikkatli olmak zorundadırlar. Verilen sözleşmenin üzerinde “licence” yazması onun “assured shorthold” kira sözleşmesi olmayacağı anlamına gelmez. Yüksek mahkeme kararlarına bakıldığında “licence” ile “assrred shorthold tenancy” arasındaki sınırın çok ince olduğu görülür. Bu nedenle kiracıya “licence” verilse bile tahliye öncesi mutlaka bir avukattan fikir alınması tazminat ödeme riskini azaltır.
“Flat sahare agreement” diye tanımlanan, evinin bir odasını kiraya veren ev sahiplerinin durumu biraz daha farklıdır. Eğer ev sahibi, kendi yaşadığı evdeki bir odasını kiraya veriyorsa, bu durumda tahliye için yukarda belirttiğimiz “notice” ve mahkeme sürecini izlemek zorunda değildir. Ancak unutulmaması gereken tek şart ev sahibininde aynı evde yaşamasıdır.
Bütün bu süreçlerde kira sözleşmesinin doğru olarak doldurulması da ayrı bir önem arz etmektedir. Bu nedenle, kira sözleşmesinde ev sahibinin adresi, sözleşmenin başlama tarihi, süresi, kira miktarı, kiranın ödeme tarihi, deposit miktarı net olarak yazılmalıdır.
Ayrıca kiracıdan alınan deposit’ten de kısaca bahsetmek gerekmektedir. Ev sahipleri, kiracıdan aldıkları depositi de hükümetin belirttiği bir kuruma (Deposit Protection Scheme- DPS) yatırıp, bunu kiracıya yasada belirtilen şekilde bilgi vermekle yükümlüdür. Eğer ev sahibi, aldığı depositi devletin belirttiği yöntemle güvence altına alıp, kiracıya haber vermezse mahkeme kararıyla depositin üç katı tazminat ödemekle karşı karşıya kalabilir.
Depositin güvence altına alınmasının bir başka önemi de “section 21 notice” dediğimiz tahliye başvurusu süresinde verilen “notice”in geçerliliği açısından önemlidir. Eğer ev sahibi depositi güvence altına almamışsa kiracıya verdiği section 21 notice geçersiz sayılmakta ve tahliye davası açmak mümkün olmamaktadır. Bu nedenle depositin güvence altına alınması oldukça önemlidir.
Ev sahibi kiracı ilişkilerinde, ev sahibinin tamir sorumluluğu başlı başına önemli bir konu olduğu için bu yazıda değinmiyoruz. Ancak yaşanılan tecrübelerden bununda kiracıları oldukça önemli bir tazminat alanı açtığını belirtmekte fayda olduğunu düşünüyoruz. Kira sözleşmeleri ve diğer ev sahibi- kiracı ilişkileri ile ilgili sorularınız için Oakfield Solicitors LLP’den telefonla yada yüz yüze görüşerek detaylı bilgi almak için Avukat Muhammet Çankıran ile 0208 8081478 numaralı telefondan kontak kurabilirsiniz.