Yalnızlık, bir insanın boşluk duygusuyla karışık kendini dünyadan kop-muş hissetme durumudur. Yalnızlık çeken insan başka insanlarla anlamlı bir iletişim kurmakta zorlanır.
Ancak bazen insanlar bilinçli olarak tek başlarına kalmayı tercih eder, yalnız olmaktan zevk alırlar. Bu, yalnızlık duygusundan farklı bir durumdur. Yalnızlık duygusu, istek dışı yalnız kalmak sonucunda ortaya çıkar. Yalnızlık çeken insan terk edilme, dışlanma, depresyon, güvensizlik, umutsuzluk, anlamsızlık, değersizlik ve kızgınlık duygularıyla doludur.
Kendisinin hiç kimsenin sevgisini hak et-mediğini düşünür, bu yüzden de sosyal hayatta zorluk çeker.
Yapılan bir çalışmada tıpkı kronik stres gibi yalnızlığın da bağışıklık sis-temindeki birtakım işlevsel bozukluklarla bağlantılı olduğu belirlenmiş. Vücuttaki herpes virüs grubunun sosyal ilişkileri zayıf olan ve yalnız olmayı tercih eden insanlarda, geniş bir arkadaş çevresine ve aktif sosyal hayata sahip insanlara oranla daha sıklıkla etkin hale geldiği ve ayrıca strese bağlı inflamasyon (yangı, iltihap) proteinlerinin daha fazla üretildiği tespit edilmiş. Bu proteinlerin vücutta fazla miktarda üretilmesinin kronik inflamasyona ve dolayısıyla kalp ve damar hastalıklarına, Tip 2 diyabete, iltihaplı romatizmaya, kireçlenmeye, Alzheimer’a, aşırı hassasiyet, irade zayıflığı ve kırılganlık gibi psikolojik sorunlara, vücutta işlevsel gerile-meye ve erken yaşlanma gibi birçok rahatsızlığın tetiklenmesine neden olabileceği düşünülüyor.