Mustafa Çetinkaya

Londra’da araba kullanıyorsanız başınızın en büyük belası trafik cezalarıdır. Yerel belediyeler ceza işini uyarı ya da trafiği düzenlemek için değilde ev vergileri gibi düzenli gelir kapısı olarak görmeye başladılar.

Bu hafta sizinle bir başarı öyküsünü paylaşmak istiyorum. Çok yakınınızda olduğu için başarısını göremediğimiz, katettiği mesafenin farkında olmadığımız, gözden kaçırdığımız insanlar vardır. İste onlardan biridir Avukat Serpil Ersan.

Türkiye’den bir arkadaş yıllar önce Londra’ya gezmek için gelmişti, bir hafta boyunca gittiğimiz her yere onuda götürdük. Bir pazar günü Hackney Marshes futbol sahalarında oynadığımız maçı izlemeye gittik.

Birbirlerini tanıyan küçük topluluklar arasındaki en büyük hastalık ‘Kıskançlıktır’. Sevgiden doğan görece masum sayılabilecek kıskançlıktan bahsetmiyorum, bu haftaki yazının konusu toplumsal hastalık olan kıskançlık.

Sizin şehriniz hangisidir, doğduğunuz yer mi, yoksa okuduğunuz büyüdüğünüz şehir mi? Şu anda yaşadığınız ya da beğendiğiniz, yaşama hayalini kurduğunuz şehir midir sizin kendinizi ait hissettiğiniz yer?

Yukardaki söz Hz. Muhammet’in bir hadisidir. Bu köşeyi takip edenlerin dikkatini çekmiştir, zaman zaman büyük insanların, büyük düşünürlerin özlü sözlerini burada paylaşmaya çalışıyorum. Peygamberin “İki günü eşit olan ziyandadır” hadisi de bu hafta yazacağım konuyu sanırım çok iyi özetleyecektir.