Birbirlerini tanıyan küçük topluluklar arasındaki en büyük hastalık ‘Kıskançlıktır’. Sevgiden doğan görece masum sayılabilecek kıskançlıktan bahsetmiyorum, bu haftaki yazının konusu toplumsal hastalık olan kıskançlık.
Yapamadıkları , başaramadıkları her şeyin vebali olarak bir başkasını suçlamak, kendi yetersizliklerini kamufile edebilmek için diğer insanların başarılarını küçük gösterme çabası, bu illetin en kuvvetli belirtileridir. İyi ve güzelden faydalanmak yerine, karalayan yok etmeye çalışan kıskançlık hastalığı, iç içe yaşayan toplumlar arasında kolay doğar ve kafaca da ‘köylü’ kalmış insanlar arsında hızla yayılır.
Takım oluşturma, dayanışma, birlikte çalışarak güçbirliği yapmak ve daha kısa yoldan başarıya ulaşamamanın önündeki en büyük engelde şüphesiz yine kıskançlıktır. Belki başka toplumlarda da vardır fakat İngiltere de yaşayan Türkiyeli ve Kıbrıslı Türk toplumu içinde kıskançlık hastalığına çok sık rastlıyoruz.
Bir bölgede iş kurmuş ve para kazanmaya başlamış birinin hemen karşısına aynı işi yapan benzer dükkandan açmakta kıskançlık¬ değilmidir? Aynı dili konuşmayan, aynı toplumdan olmayan hiç tanımayan bir yabancı dahi ticari kaygılardan dolayı o bölgede tek işyeri olmaya özen gösterirken, bizim insanımız, hatta yakın akrabamız, ‘kazanmazsamda onun karını azaltırım ya’ diye düşünüyor galiba! Sadece Kuzey Londra da bulunan küçük işletmeler içinde bir bakışta onlarca örnek görürsünüz.
Her ağacın kurdu özünden olurmuş. Sadece iş alanında yaşamıyoruz kıskançlık hastalığına, yavaş yavaş ısınmaya başladığımız politikada da karşımıza çıkmaya başladı. Az çok başarının olduğu diğer alanlarda da bu yok edici hastalıkla karşılaşmaya devam edeceğiz galiba. Dedikodu, bir virüs gibi kıskançlık hastalığının yayılmasına yardımcı olur.
Aşağılama , yargılama, küçük düşürme ve hakaret yoluyla verimli çalışanları yıpratmak kıskanç insanların en çok uyguladıkları yöntemdir. İyiye, güzele, başarıya ve mutluluğa duyulan özlem ve bunlara sahip olanlara karşı duyulan imrenmeye verilen hastalığın diğer adı olan kıskançlık, sadece bireysel olarak değil toplumsal olarakta gerilemeye yol açıyor. Bir kanser gibi hızla yayılan ve yok eden kıskançlık hastalığı, kötü hücrelerle uğraşmaz iyi hücrelere saldırır ve onları kendine benzetmek ister.
Bazı bölümlerini tam hatırlayamasamda bu konuda okuduğum bir hikaye ile bitirmek istiyorum; Musa Peygamber Hira dağı’na Allah ile görüşmeye gitmektedir, bir dilenci yolunu keser, Allah’dan kendisi için bir şeyler dilemesi için yalvarır. Görüşmesi tamamlanınca Musa Peygamber, ‘bir kulun yolda önümü kesti ve kendisi için bir şeyler bahsetmemi istedi’ der.
Bunun üzerine Allah “kendisi neye sahip olacaksa, komşusuna iki katını vereceğim, ona göre bir dilekte bulunsun” der. Dönüşte aynı insan yeniden Musa Peygamber’in yoluna çıkar ne oldu benim dilek diye sorar.
Komşusunun kendisinin sahip olacağının iki katına sahip olacağını öğrenince biraz düşünür ve “o zaman benim bir gözümü alsın”der.
- İşçi Partili adayların kazanma şansı yüksek…
- Irkçılık Farklı Şekillerde Ortaya Çıkan Bir Hastalıktır
- Sokağa çıkma yasağını kaldırmanın yol haritası
- İngiltere, Türkiye arasında seyahat yasak değil ama çok zor
- Kripto Para Piyasasında Neler Oluyor?
- Sokağa Çöp Atmak Alışkanlık Haline Geldi
- 6 Mayıs 2021 UK Seçimlerinde Herkes Galip!
- 6 Mayıs 2021 Seçimleri
- İlk Defa Ev Alacaklara Kolaylıklar!
- İngiltere ‘açılımında’ yeni yol haritası