Başarı için tek başına zeka yeterli değildir. Mozart, Picasso, Mikelanj, Steven Hawking gibi farklı dallarda deha diye nitelendirilen ve yaptıklarına akıl erdiremediğimiz insanlar bu başarılarını yakalarken hedefledikleri alanda uzun yıllar gayret göstermişlerdi.
Küçükken ne kadar deha olursa olsun bir insan başarmak istediği konuda insanüstü bir çaba göstermedikçe bu başarıya ulaşamamaktadır. Dünya tenis sıralamalarında yeri senelerdir ilk üçten aşağı düşmeyen Federer’i ele alalım. İyi bir tenis eğitimi alıp bunun yanında çalışmalarını sürdürmese, ne kadar yetenekli olursa olsun geldiği yerlerde olması mümkün olmayacaktı. Yüksek zeka sadece çocukların işini kolaylaştıran bir yetenektir ancak unutmayalım ki zekamızı belirleyecek ve onun artışına katkıda bulunacak kocaman atıl bir beyin kapasitemiz var. Bu kapasiteyi bile iyi kullanabilsek o zaman yapabileceklerimizin boyutları çok daha büyük oranlara çıkacaktır. Bu nedenle çocuklarımızın zihinsel yeteneklerini açığa çıkaracak, onların bu zihinsel kapasitelerini kullanacak yönde faaliyetlere yönlendirmeli, televizyon ve bilgisayarın onların beynini köreltmesine izin vermemeliyiz.
Tabii ki televizyon ve bilgisayar tamamen kaldırılmamalı ama onların zihinsel kapasitelerini arttıracak zeka oyunlarına, el becerilerini arttıracak etkinliklere, bedensel gelişimlerini arttırmak için spora yönlendirmeli, sık sık onların düşünce becerilerini geliştirecek konular ortaya atıp tartışmalarını ve çok yönlü düşünmelerini sağlamalıyız. Bunu yaparken kaçınılması gereken tek şey söylediklerini ve yaptıklarını “aptalca” olarak nitelendirmemek, bize en saçma gelen fikirlerine bile yargılamadan yaklaşmamaktır.