Ev hayatında anne veya babadan olumsuz eleştiri alan çocukların okul hayatında başarılı olabilmesi çok zordur.
Anne babanın günlük yaşamda kullandığı cümleler ve davranış biçimleri, çocukların bilincine yerleşerek onların hayatına yön verir. Aile içindeki iletişimle ilgili yapılan sosyal araştırmaların hemen hepsi de gösteriyor ki, biz anne ve babalar hangi ulustan olursak olalım, çocuklarımızla çok az zaman geçiriyoruz ve onlarla çok az konuşuyoruz.
Çocuklarımıza söyledigimiz her 1 olumlu şeye karşılık ortalama 10 olumsuz şey söylüyoruz. Bu durumda çocuk daha ortaokula başlarken ailesinden onbinlerce olumsuz şey duymuş oluyor ve her gün bir kaç kez azar işitiyor. Evet, çocuklarımızla çok az konuşuyoruz.
Üstelik konuştuğumuz şeylerin çoğu da ya onlara bir emir vermek, ya şikayet etmek, ya azarlamak ya da ev işlerine, kardeşlerine veya akrabalarına yardım etmesini istemek oluyor. Ve çoğu kez böyle yaptığımızın farkına bile varmıyoruz. Kişiliği bu şekilde gelişen, olumlu iletişim, pozitif destek görmeyen çocuk, derslerinde başarılı olamıyor, olgun davranışlar gösteremiyor ve kendisi için doğru kararlar alamıyor. İşin tuhafı, bu şekilde büyüyen bir çocuk eğer kendini yetiştirememiş ise, bu hataların aynısını kendi çocuklarında tekrarlıyor.
Büyüyünce, anne ve babasını hatalı ve yanlış örnekler olarak gören, ‘Ben onların hatalarını tekrar etmeyeceğim, onlar gibi olmayacağim,’ diyen çocuklar da oluyor. Eğer ileride çocuklarımız tarafından ‘hatalı ve yanlış anne-baba’ olarak görülmek istemiyorsak hemen, daha şimdiden, şu andan başlayarak, veli – çocuk ilişkimizi geliştirebiliriz. Her gün çocuklarımızla ne kadar zaman harcıyacağımıza ve onlarla nasıl konuşacağımıza karar verebiliriz. Çocuklarımıza sadece yanlışlarını göstermek, yapacaklarını emretmek, yapmadıklarını sürekli hatırlatmak, hatalarını yüzlerine vurmak, onlara bizi üzdüklerini, bizi hayal kırıklığına uğrattıklarını söylemek, olur olmaz bağırmak, cezalar vermek ve hele de vurmak artık yeter.
Daha değişik yollar ve yöntemler bulmalıyız. Her fırsatta onları çok sevdiğimizi, düşünce, davranış ve seçimlerine değer verdiğimizi ve onları önemsediğimizi göstermeliyiz. Çocuklarımızla bire bir konuşmak için zaman ayırmalı, zaman yaratmalıyız. İzlediği şeylere, okul hayatlarına, derslerine, öğrendiklerine, hobilerine, arakadaşlarına ilgi gösterdiğimizi bilmeliler.
Güvenlerini sağlamalıyız ki dünyalarını, dertlerini, sevinçlerini ve planlarını bizimle paylaşsınlar. Eğer bu konularda biz onlarla konuşmazsak, emin olun ki, kötü, olumsuz, yanlış birisi mutlaka onlarla konuşacaktır.
Ne kadar küçük olursa olsun ve sizin için ne kadar önemsiz görünürse görünsün, çocuğun yaptığı güzel bir şeyi hiç kaçırmadan, onu takdir ettiğinizi belli edin. Çantasını düzenli tutunca, top oynarken bir gol attığını görünce, kardeşine bir şey öğretince, bir kitap okuyunca, eve bir resim çizip getirince, o hafta normalden bir fazla duş alınca, sağlıklı bir şey yeyince fırsatı kaçırmayıp onun resimde ne kadar başarılı olduğunu, iyi kalpli, yardımsever olduğunu, temiz olduğunu, kitapları ne çok sevdiğini, ileride mutlaka iyi bir meslek sahibi olacağını söyleyin.
Çocuğunuzla iletişiminizin en önemli tarafı bu olsun: Olumlu, güzel davranışlarını bulmak, görmek, onların altını çizmek, çocukları övmek ve takdir etmek. Her gün mutlaka en az bir kez onları çok sevdiğinizi, çok değer verdiginizi söyleyip kucaklayın ve bunu alışkanlık haline getirin. Yapabilir misiniz?