İngiltere ve AB finans alanında kendi kurallarını benimsiyor

29 Mart 2021

İngiltere ve Avrupa Birliği şimdiden finans piyasalarına yaklaşım şekillerinde yol ayrılığında. Brexit süreci sonrasında, iki tarafın da piyasa kuralları konusunda “denklik” üzerinde anlaşma sağlamasına yönelik bir beklenti vardı.

İngiltere hisseler, sabit getirililer ve emtia işlemleri konularında düzenleme taslaklarını, 31 Aralık’ta Brexit geçiş sürecinin son gününden aylar sonra belirledi. Zekice hazırlanan kural değişikliği, İngiltere ve Avrupa Birliği arasında, piyasaların nasıl düzenlenmesi gerektiği konusundaki çelişen felsefelerini göz önüne seriyor.

Potansiyel değişiklikler arasında, İngiltere’nin karanlık havuzlar olarak adlandırılan gayrı resmi platformlardaki işlemlerin sınırını kaldırmayı planlıyor. Bu özel platformlarda yatırımcılar, planlarını ilk aşamada piyasaların geri kalanına açık etmeden, hisse işlemleri gerçekleştirebiliyordu. İngiltere aynı zamanda hisse ve tahvil piyasalarında işlemlerin tamamlanmasının ardından ve öncesinde ne kadar bilginin kamuyla paylaşılacağı konusunda da değişiklikleri değerlendiriyor. Bununla birlikte yatırımcıların sahip olabileceği emtia sözleşmelerindeki sınırların da kaldırılması planlanıyor.

Avrupa Birliği’nin önceliği ise daha uyumlu bir iç sermaye piyasası modeli geliştirmek. Bunun karşısında İngiliz politikacıları Brexit’i düzenlemeler konusundaki gücü geri kazanmak için bir fırsat olarak görüyor. Financial Times’ın haberine göre, İngiliz politikacıları, denetleyici ve düzenleyici kurumlara teknik politikalar konusunda daha fazla alan tanımak istiyor. Bununla birlikte işlem platformları ve borsaların da kullanıcılarını ve ürünlerini denetleme konusunda daha büyük özgürlükleri olabilir. İngiltere’nin finansal denetim kurumlarından KPMG’nin Finansal Hizmetler Başkan Yardımcısı Kay Swinsburne, “İngiltere Avrupa’da her zaman aykırı olarak görülüyordu” dedi.

ABD sistemiyle karşılaştırmada bulunan Swinburne, “ABD’de öz denetim kurumları, oldukça fazla sorumluluk alıyor. Avrupa Birliği hiçbir zaman, finansal piyasa altyapısının öz denetime uygun olduğunu düşünmedi” ifadesini kullandı. İngiltere ve Avrupa Birliği arasında uyum, büyük ölçüde Avrupa Birliği’nin İngiltere’nin standartlarını “denk” kabul etmesine bağlı. Ancak İngiltere’nin planladığı kural değişiklikleriyle birlikte, Avrupa Birliği yalnızca iki izni onayladı.

Bunlar ise İngiltere’nin kurumlarına, blokta yer alan müşterilerine daha doğrudan erişim sağlıyor. Ancak siyasiler ve iş dünyası liderlerinin çerçeveye olan bağlılığı tükeniyor ve değeri geçen her haftayla birlikte azalıyor. Avrupa Birliği’nin Finansal Hizmetler Başkanı Mairead McGuinness, “Farklılaşarak denklik alamazsınız” dedi. Açıklamasının devamında, “Eğer sonbahar aylarının başında sorulsaydı, denkliğin her alan için oldukça önemli olduğunu ve çözülmesi gerektiğini söylerdik, ancak durumlar değişti. Denkliğin raf ömrü oldukça kısa” ifadelerini kullandı.

Avrupa Birliği’nde kurallar değerlendirilirken her zaman İngiltere, Fransa ve Almanya arasında bir denge sağlanmaya çalışıldı. Şimdi İngiltere blokta yer almadığı için Avrupa Banka temelli sistemine geri dönüyor ve İngiltere kurallarını uygulamak için Avrupa Birliği’nden daha esnek koşullara sahip olacak. Düşünce kuruluşu CEPS’in CEO’su Karel Lannoo, finansgundem. com’un derlemesine göre “Bu bana son 30 yılda gördüğümüz değişiklikleri anımsatıyor. Tek pazar başlamadan önce İngiltere’nin çeşitliliğin ve öz denetimin hakim olduğu bir sistemi vardı” dedi. Yine de İngiltere ve Avrupa Birliği’nin finansal kurallarda yol ayrımına gelmesine rağmen, ortaklaşa çalışabilecekleri alanlar da olabilir.

Bu yıl hem Londra hem de Brüksel 2008 krizinin ardından Finansal sistemi güçlendirmek için tasarlanan dev bankacılık ve piyasa kanununun başarısız olan kısımlarını değiştirecek.

Avrupa Birliği aynı zamanda İngiltere’nin başarısız olan işlemler konusundaki planlarını da benzer bir şekilde uygulayabilir ve iki taraf da Avrupa’nın vadeli işlemler piyasasında rekabeti artırmak için kuralları değerlendiriyor.