Birleşik Krallık’ta, 2024 genel seçimlerinde İşçi Partisi’nin seçim manifestosunda yer alan, Birleşik Krallık’taki özel okul ücretlerine %20 oranında KDV eklenmesine ilişkin karar, Yüksek Mahkeme’de açılan çok sayıda davaya rağmen geçerliliğini korudu.
Mahkeme, hükûmetin bu kararını “Brexit’in sağladığı özgürlüklerin nadir örneklerinden biri” olarak değerlendirdi. Dame Victoria Sharp, Lord Adalet Guy Newey ve Yargıç Chamberlain tarafından kaleme alınan kararda, AB hukukuna bağlı olunan dönemde bu tür bir verginin uygulanamayacağı vurgulanarak, “Bu durum, Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılmasının, parlamentoya politika belirleme özgürlüğü kazandırdığı alanlardan biridir” denildi.
İşçi Partisi’nin Ocak ayında uygulamaya koyduğu bu vergiyle elde edilecek gelirin, devlet okullarına 6 bin 500 ek öğretmen alımı gibi kamu hizmetlerine yönlendirilmesi planlanıyor.
Guardian’ın haberine göre, vergiye karşı çıkan aileler ve okullar, dini özgürlük, ebeveyn tercihleri ve özel eğitim ihtiyaçları gibi gerekçelerle uygulamayı mahkemeye taşımıştı.
Ancak mahkeme, bu talepleri reddederek, hükümetin “bu politikadan olumsuz etkilenenlerle, elde edilecek kamu faydası arasında denge kurma konusunda geniş bir takdir yetkisine sahip olduğunu” belirtti.
Özel ihtiyaçları nedeniyle devlet okullarından yeterli destek alamayacaklarını savunan ailelerin başvurusu hakkında ise şu ifadeler kullanıldı:
“Deliller yalnızca bu çocukların devlet okuluna geçmeleri halinde ne kadar zorlanacağını değil, halihazırda 1,1 milyon özel ihtiyaç sahibi çocuğun bu sistem içinde yaşadığı zorlukları da göstermektedir.”
Mahkeme, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne yapılan atıfları da reddederek, sözleşmenin “devletin sunduğu eğitim sistemine erişim hakkı ve özel okul kurma hakkı” dışında bir yükümlülük getirmediğini vurguladı.
Mishcon de Reya hukuk firmasından eğitim uzmanı Robert Lewis, kararın hukuk çevrelerinde beklenen bir sonuç olduğunu belirterek, “Dava, demokratik süreçlerle onaylanmış bir politikayı geri çevirmeyi amaçlıyordu. Bu, hukuki açıdan baştan zorlu bir mücadeleydi,” dedi.
Bağımsız Okullar Konseyi (ISC) CEO’su Julie Robinson ise “Bu, eğitim üzerine eşi benzeri görülmemiş bir vergidir ve insan haklarıyla uyumluluğunun sorgulanması haklıydı. Mahkeme kararını dikkatle inceliyoruz ve odak noktamız öğrenciler, aileler ve okulları desteklemek olmaya devam edecek” açıklamasında bulundu.
Hristiyan Hukuk Merkezi, kararın dini gerekçelerle özel Hristiyan eğitimine yönelik ayrımcılık oluşturduğunu savunan davacıların temyize gideceğini duyurdu.